Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/1267 E. 2018/8082 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1267
KARAR NO : 2018/8082
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 16.12.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, … ilçesi, … Mahallesi’nde bulunan 143 ada 22 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından olduğunu, parseline ulaşmak için araba yolu bağlantısının bulunmadığını, davalıya ait 7 parsel sayılı taşınmazdan 143 ada 22 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalılar, davacı ile aralarında husumet bulunduğunu, yola çıkmak için daha uygun parsellerin mevcut olduğunu beyanla davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Dava, davacının hissedarı olduğu 143 ada 22 parsel sayılı taşınmaz lehine davalıların malik olduğu 143 ada 7 parsel sayılı taşınmazınn yola bağlantısını sağlanmak amacıyla açılmış geçit hakkı davası olup, mahkemece davacıya ait parselde elbirliği ile mülkiyet hakkı bulunduğundan bahisle diğer maliklerin muvafakatının sağlanması istenmiş, tüm maliklerin muvafakatının sağlanamaması üzerine dava aktif dava ehliyetinden dava reddedilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 693. maddesine göre elbirliği mülkiyetine tabi olan taşınmazlarda hissedarlardan her biri parseli korumaya yönelik tedbirleri kendi başına alabilir. Bu nedenle davacının diğer hissedarların muvafakatını sağlamasına gerek olmaksızın tek başına dava ehliyetini haizdir. Mahkemece işin esasına girerek, geçit hakkı şartlarını inceleyerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.