Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/12652 E. 2020/2059 K. 20.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12652
KARAR NO : 2020/2059
KARAR TARİHİ : 20.02.2020

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10/03/2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar, tarafların müştereken malik olduğu 8906 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, olmadığı taktirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı …, dava konusu arsa üzerinde bina yapımı için dava dışı yüklenici … ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, taşınmazdaki bir kısım payları tapuda yükleniciye devretmiş olup yüklenicinin de bu payların bir kısmını davacılara devrettiğini, ancak binayı sözleşme şartlarına uygun yapmadığı ve inşaatı tamamlamadığı için yüklenici aleyhinde açtığı dava sonucunda, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye dönük olarak feshine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/157 D. İş sayılı dosyasında binanın %40’nın yapılmış olduğunun tespit edildiğini, kalan kısmın ise kendisi tarafından tamamlandığını, yapılan inşaat bedelinden paylarına düşen kısmı ödemeleri halinde davacıların hak ettiği dairenin kendilerine devredilebileceğini, ancak kabul etmediklerini belirterek taşınmazın aynen taksimini, olmadığı taktirde davanın reddini savunmuştur.
Bir kısım davalılar vekili de ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini, aksi halde davanın reddini istemiş; diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın, aynen taksim mümkün olmadığından, satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza, ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; davalı …’nin, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binaya ilişkin muhdesat iddiası bulunduğundan mahkemece, taşınmaz üzerindeki bu binanın aidiyeti hususunda tarafların ittifak edip etmedikleri üzerinde durulması; ittifak etmiyorlarsa muhdesat iddiasında bulunan davalıya bu konuda dava açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi; daha sonra gerektiği takdirde bilirkişiden ek rapor alınarak, dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan kısmın ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.02.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.