YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12038
KARAR NO : 2018/662
KARAR TARİHİ : 24.01.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.05.2011 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 17.06.2008 tarihinde vefat eden muris …’ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Maliye Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde, davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı geçtikten sonra açıldığını, her ne kadar … davalı gösterilmiş ise de, … Vergi Dairesinin tüzel kişiliği bulunmadığından hasım gösterilmesinin doğru olmadığını, davanın bu sebeplerle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, murisin … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin %50 ortağı olduğu ve şirket borçları sebebiyle muris hakkında takip başlatıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde, davanın üç aylık yasal süre içerisinde açılmadığını, mirasın hükmen reddi davasının şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılmasını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyan etmiştir.
… 9. Sulh Hukuk Mahkemesince ilk olarak davanın kabulüne karar verilmiş, davalı … vekilinin temyiz talebi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 17.04.2013 tarih, 2012/18772 Esas, 2013/10872 Karar sayılı ilamında; dosya içindeki belgelerden dava tarihi itibarıyla mirasbırakanın 21.432,42 TL borcunun bulunduğu, borç miktarının sulh mahkemesinin görev hududunu aştığı, görevin kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her safhasında dikkate alınması gerektiği, bu yön gözetilmeden dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
… 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 09.07.2013 tarih, 2013/1045-1249 E. K. sayılı dosyasında, görevsizlik kararı üzerine … 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce ilk olarak davanın kabulüne karar verilmiş, davalı … vekilinin temyiz talebi üzerine, Dairemizin 14.042015 tarih, 2015/1653-4117 E. K. sayılı ilamında; 2001 doğumlu …’a kayyım tayin ettirilmesi, husumetin kayyıma yöneltilmesi, gösterdiği takdirde delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden işin esasının incelenmesi doğru görülmediği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
… 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Bornova Vergi Dairesine olan borç, mirasbırakanın şahsi vergi borcu değil, %50 ortağı olduğu…San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin vergi borcu olduğunun anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.7.1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Şu halde açıklanan yasal hükümler gereğince, mirasbırakanın; “ortağı” olduğu limitet şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur. Mirasbırakanın yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez. Öyleyse, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; mirasbırakanın, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve mirasbırakanın şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi; amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise; bu halde davacıların borca batıklığın tespiti istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi; değil ise, mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Ayrıca, mahkemece ölüm tarihi esas alınarak murisin tapu, araç, banka kaydının bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, davacıların mirası kabul anlamına gelebilecek davranışlarda bulunup bulunmadıklarının tespit edilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.