Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/11935 E. 2019/4343 K. 14.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11935
KARAR NO : 2019/4343
KARAR TARİHİ : 14.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı-birleştirilen davada davacı vekili tarafından, davalılar-birleştirilen davada davalılar aleyhine 01.07.2008 ve 13.05.2009 gününde verilen dilekçeler ile kadastral parselin ihyası amaçlı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl dava ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 24.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili; …l Köyü 860 (14) sayılı kök kadastro parselinin, davalı … Belediyesinin 38 No’lu imar düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı … Belediyesi tarafından imar uygulamasına tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; tapu iptal ve tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanması, olmadığı takdirde tazminat talebinde bulunmuştur. Tapu kayıt maliki …’ın dava tarihinden önce 30.07.2004 tarihinde öldüğünün anlaşılması üzerine mirasçıları aleyhine aynı istem ile açılan dava eldeki asıl dava ile birleştirilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın 775 sayılı Yasanın 3/2. maddesi gereği belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olduğu, davacı Hazinenin dava konusu taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle asıl dava ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve … Belediyesince başka birçok parselle birlikte 38 No’lu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bilahare aynı bölgede davalı … Belediyesi tarafından da 28.02.2007 tarih ve 419, 420 ve 421 sayılı Encümen kararlarına istinaden yeni bir imar uygulaması yapıldığı, ancak …. Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu imar düzenlemesine ilişkin idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edildiği ve dereceattan geçerek kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan … Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dahil edildiği görülmektedir. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği) bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ile geçerli bir hukuki sebebin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. Hemen belirtmek gerekir ki; imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK’nin 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Bu durumda; dayanaksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince, … Belediyesince yapılan 38 No’lu imar düzenlemesinin çekişme konusu alanla ilgili olarak halen geçerliliğini koruduğu encümen kararları, İdare Mahkemelerinin … tarafından yapılan imar düzenlemesinin iptaline ilişkin kesinleşmiş ilamları ve aynı nitelikteki emsal dosyalardan anlaşılmaktadır. O halde, anılan 38 No’lu imar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemez. Hal böyle olunca; mahkemece bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, verilen ret kararı sonucu itibariyle ve bu gerekçe ile doğru olduğundan gerekçenin bu şekilde değiştirilip düzeltilerek hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın gerekçesinin DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMESİ suretiyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.