Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/11770 E. 2019/1151 K. 12.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11770
KARAR NO : 2019/1151
KARAR TARİHİ : 12.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar tarafından, davalı aleyhine 20.08.2015 gününde verilen dilekçe ile tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 22.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar, taraflarına ait 936 ada 18, 128 ada 69 ve 78 parsel sayılı taşınmazların davalı belediyenin yapmış olduğu imar uygulaması sonucu 1890 ada 2, 3 ve 4 sayılı imar parsellerine şuyulandırıldığını, imar uygulamasından önceki kadastral parselleri üzerinde çeşitli sayı ve cins meyve ağaçları bulunmasına rağmen bu ağaç bedellerinin kendilerine verilmediğini ileri sürerek 29.500,00TL’nin 128 ada 78 ve 936 ada 18 parsel sayılı taşınmazda bulunan ağaçların bedeli olarak, 6.270,00TL’nin 128 ada 69 parsel sayılı taşınmazda bulunan ağaçların bedeli olarak 22.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak taraflarına verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, genel mahkemelerin görevi dışında kaldığından yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar olarak gösterilmiştir.
Öte yandan, tapu iptal ve tescil davaları tapu siciline yönelik olup, İYUK’nun 2. maddesi kapsamında idari dava türü değildir.
Somut olayda da; davadaki istek yapılan imar uygulaması sonucu davacılara ait kadastral parselleri üzerinde bulunan ağaç bedellerinin tazmini istemine ilişkin olmakla davanın idari eylem ve işlemden dolayı açılan tam yargı davası olmadığı anlaşılmakla adli yargının görevli olduğu, davaya genel mahkemelerce bakılması gerektiği açıktır. O halde mahkemece, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği hususu ve diğer dava şartları da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.