YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11721
KARAR NO : 2019/5669
KARAR TARİHİ : 24.09.2019
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Talep eden tarafından, 23.12.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talep edenin reddine dair verilen 25.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi talep eden vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Talep, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Talep eden vekili, muris … oğlu …’nin …’lu olduğunu, Suriye’den kaçıp … İlçesi … Köyü’ne geldiğini, buradan akrabalarıyla birlikte … İlçesi, … Köyü’ne geldiğini, diğer akrabalarıyla birlikte … Köyü’nde 1/12 hissesiyle bazı taşınmazlar edindiğini, … Köyü’nde nüfusa kayıt olmadan 45-50 yıl önce vefat ettiğini, …’ten olma tek çocuğu …’yi nüfusa kaydettirdiğini, …’nin de …’den olma çocuklarının bulunduğunu, davacının da bu çocuklardan biri olduğunu belirterek, davacının dedesi olan muris … oğlu …’nin mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Nizip İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabında …’nin babasının nüfus kaydına rastlanılmadığı, bu haliyle mirasçılık belgesi talep edilen … oğlu …’nin nüfus kaydı tespit edilemediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, talep eden vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK’nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda “taraflarca hazırlama ilkesi” geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re’sen araştırma ilkesi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herangi bir şekle tabi değildir. (TMK md.7) Hakim çekismesiz yargıda re’sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir.
Somut olayda, … oğlu … adına kayıtlı … Köyü 113 ada 515 parsel, 115 ada 516 ve 517 parsel, 116 ada 518, 519, 520, 521, 522 parsel, 113 ada 523 parsel, 814 ada 9 parsel, 815 ada 9 parsel sayılı taşınmazların tüm dayanak kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları getirtilmelidir. Davacının tanık da dahil olmak üzere göstereceği tüm delilleri toplanmalıdır. Mahkemece resen araştırma ilkesi gereğince ilgili kolluk birimi marifetiyle muris ve mirasçılarına dair bilgi sahibi olabilecek kişiler tespit edilmelidir. Tapu kayıt malikinin ve mirasçılarının tespiti açısından gerekirse taşınmazlarda keşif yapılmalı, davacının göstereceği tanıklar ve mahkemece resen araştırma ilkesi gereğince tespit edilen mahalli bilirkişiler keşif esnasında dinlenilmelidir.
Talep eden vekilince temyiz dilekçesine eklenen ve “EK-6” olarak isimlendirilen belgede, murise ait Nizip Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.06.1966 tarihinde verilmiş mirasçılık belgesinin olduğu görülmektedir. Ne var ki yazı içeriğinden ilgili kararın esas ve karar numarası tam olarak okunamamaktadır. İlgilisinden evrak aslının teminiyle, anılan mirasçılık belgesinin esas ve karar numarasının belirlenerek Nizip Asliye Hukuk Mahkemesi’nden istenilmelidir. Tüm bu araştırmalardan sonra dosya kapsamına göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.09.2019 tarihinde oy birliğiyle ile karar verildi.