Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/116 E. 2018/7931 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/116
KARAR NO : 2018/7931
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.01.2014 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, aleyhine dava açılmasının yasal dayanağının bulunmadığını, resmi olarak yapılmış sözleşme ile dava konusu taşınmazda akaryakıt satışı yaptığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kira sözleşmesinin yargılama sırasında sona erdiği bu nedenle davacının davayı açmaktaki hukuki yararın ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Tarafların, davanın görülmesi ve sonuçlandırılması için ödedikleri paraların tümüne yargılama giderleri denir. Keşif giderleri, tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve giderler, yargılama sırasında yapılan diğer tüm giderler, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır (HMK m 323).
Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m 326). Yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir. Yargılama gideri tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir ( HMK m. 332 / 1, 2 ).
Somut olayda; davacı, dava konusu 2393 parsel sayılı taşınmazı 5 yıllığına kiraladığını ve … kaydına kira sözleşmesinin şerh edildiğini, davalının taşınmazı haksız yere işgal ettiğini, taşınmazda kiracı olması nedeniyle doğan kişisel hakkına dayalı olarak haksız elatmasının önlenmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kira sözleşmesinin yargılama sırasında sona erdiği, davanın konusuz kalması için vaki tecavüzün ortadan kalkması gerektiği, dava devam ederken davacının kira süresinin sona ermesi nedeniyle davayı açmaktaki hukuki yararının ortadan kalktığı, davanın açıldığı esnada davacının hukuki yararının olması gerektiği gibi dava sonuna kadar hukuki yararın devam etmesi gerektiği gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; yargılama aşamasında davacının kira sözleşmesinin 27.10.2014 tarihinde son bulduğu, davacının davayı sürdürmekte hukuki yararı kalmadığı açıktır. Ne var ki; davacının 14.01.2014 tarihinde elatmanın önlenmesi davası açtığı sırada davalı tarafından taşınmazın kullanılması sebebiyle davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmakla yargılama giderlerinin HMK 326. maddesi ve devamı maddeleri gözetilerek davalı üzerinde bırakılması gerekirken davacıdan alınmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.