Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/11550 E. 2019/1507 K. 20.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11550
KARAR NO : 2019/1507
KARAR TARİHİ : 20.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 13.11.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mülkiyeti Maliye Hazinesi’ne ait olan 1999 ada 18 parsel sayılı taşınmaza ait 09.09.1985 tarihli tapu tahsis belgesine sahip olduğunu, taşınmazın imar uygulaması sonucu 9768 ada 5 parsel numarasını aldığını, taşınmaz üzerine yaptırdığı gecekondunun kiracının dikkatsizliği nedeniyle 1993 yılında çıkan yangın sonucu kısmen yandığını, aradan geçen sürede tamir ettirmediğini, tapu iptali ve tescil için yaptığı başvurunun reddedildiğini belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalı … vekili, taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğunu, Milli Emlak Dairesi Başkanlığı’na ait 17.08.2010 tarihli cevabi yazıda taşınmazın konut ve ticaret alanında kaldığının belirtilmesinden dolayı belediyeye devri mümkün olmayan taşınmaz yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Maliye Hazinesi vekili, dava konusu taşınmazın 12.50 metre irtifalı blok nizam ticaret ve konut alanında kaldığını, bedelsiz devre konu edilmesinin mümkün olmadığını, belediye tarafından yer gösterme işleminin yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı … aleyhine açılan davanın husumetten reddine, davalı Maliye Hazinesi aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, dava konusu … İli, … İlçesi, … (… Mh.) 9768 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davalı adına olan 8040/9200 hissenin tapu kaydının iptali ile bu payın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı Maliye Hazinesi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)Davalı Maliye Hazinesi vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı Kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Somut olayda;
… Belediyesi tarafından davacı … adına 09.09.1985 tarihli tapu tahsis belgesi düzenlenmiştir. Davacı tarafından … Valiliği Defterdarlık … Milli Emlak Dairesi Başkanlığına yapılan başvuru; taşınmazın ıslah imar planında ticaret ve konut alanında kalmış olması, taşınmaz üzerinde 9 m2 lik taşkın yapı dışında herhangi bir yapı olmaması ve taşınmaz üzerindeki yapının 31.12.2000 tarihinden önce yapılmış olması gerektiği, bu haliyle ancak genel hükümlere göre satışının mümkün olabileceği gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacı adına tapu tahsis belgesi düzenleyen … Belediyesi 23.08.2005 tarihli cevabi yazısında; davacıya ait 9768 ada 5 parsel üzerinde gecekondu bulunduğunu, taşınmazın konut alanında kaldığını, 03.01.1989 tarihinde imar uygulaması yapıldığını, % 28,12 oranında dop kesintisi yapıldığını belirtmiştir. Buna göre mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da dosya içerisinde yer alan 10.02.2014 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek dava konusu 9768 ada 5 parsel sayılı davalı Maliye Hazinesine ait taşınmazın tamamından dop oranı düşülmek suretiyle bulunan 8040/9200 oranındaki kısmının ifrazen davacı adına tesciline karar verilmesi doğru değildir. Bu şekildeki uygulama, imar planının değiştirilmesi sonucunu doğurabilecektir. Bilirkişi raporunda davacıya dava konusu parseldeki 87,5 m2 lik kısım için … Belediyesi tarafından tapu tahsis belgesi verilmiş olup, bu miktar üzerinden %28,12 oranında dop kesintisi yapılması gerektiği halde tüm parsel miktarı üzerinden dop kesintisi yapılarak hesaplanan miktar üzerinden hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılması gereken, tapu tahsis belgesinde yazılı olan 87,5 m2 tahsis miktarından % 28,12 oranındaki dop kesintisi düşülerek geriye kalan miktarın parselin tapu miktarındaki tam alanına oranlatılması, davacının bu miktar hisse üzerinde tapu kayıt maliki olması sağlanmalıdır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı Maliye Hazinesi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.