Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/11519 E. 2019/1404 K. 18.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11519
KARAR NO : 2019/1404
KARAR TARİHİ : 18.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.11.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava; 127 ada 61 parsel, 129 ada 52 parsel, 112 ada 8 parsel ve 113 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Bir kısım davalılar duruşmada alınan beyanlarında davanın kabulünü istemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu 4 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, davalı …’ın dava konusu 127 ada 61 parsel, 112 ada 8 parsel ve 113 ada 15 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalı …’ın dava konusu 129 ada 52 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK’nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
Dava konusu 129 ada 52 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, taşınmazdaki iki katlı kargir binanın davalı …’a ait olduğu bilgisi bulunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, söz konusu taşınmaz yönünden davalı …’a taşınmazın toplam satış bedelinden %70,48 oranında düşmesi gerektiği hususunda muhdesat oranlaması yapılmıştır. Ancak gerekçeli kararda söz konusu oranlama %65,52 olarak hüküm altına alınmıştır. Bu durumda mahkemece, 129 ada 52 parsel sayılı taşınmaz yönünden uzman bilirkişilere yeniden muhdesat oranlamasının yaptırılması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı …’ın dava konusu 127 ada 61 parsel, 112 ada 8 parsel ve 113 ada 15 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlar yönünden hükmün ONANMASINA, taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 27,70 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, (2) numaralı bent uyarınca davalı …’ın dava konusu 129 ada 52 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu taşınmaz yönünden hükmün BOZULMASINA, 18.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.