Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/11408 E. 2017/2437 K. 28.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11408
KARAR NO : 2017/2437
KARAR TARİHİ : 28.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tespit ve bedel tenzili birleştirilen dava ile sözleşmenin iptali istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı – davalı vekili ve davalı – davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 28.03.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı – davalı vekili Av. Sevgi Iraz Karaca ile karşı taraftan davalı – davacı vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava, tapu iptali ve tescil, tespit ve bedelden indirim istemine ilişkindir. Birleştirilen dava sözleşmenin iptali istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 1819 ada 9 parselin 313 m2’lik kısmını davalı …’dan 20.11.2008 ve 18.02.2010 tarihli adi sözleşmeler ile davalı …’den Alanya 4. Noterli’nin 1594 yevmiye nolu 20.01.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını, dava konusu taşınmazın bir kısmının orman sahası içinde kaldığını belirterek, davalı … adına kayıtlı 36/251 pay ile 107/1004 payın iptali ile davacılar adına tesciline, dava konusu yerin mülkiyet ve kullanım hakkının davacılara ait olduğunun tespitine ve davalı … ile yapılan sözleşme gereğince ödenmesi gereken 20.000 Euro’nun satış bedelinden tenziline karar verilmesini talep etmiştitir.
Davalı-birleştirilen davanın davacı vekili, davacılar ile davalılar arasında yapılan 20.11.2008 ve 18.02.2010 tarihli adi yazılı sözleşmelerle 20.01.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesinin şekil eksikliği ve hukuki imkansızlık nedenleriyle iptallerine karar verilmesini talep ederek asıl davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların davalı … aleyhine açmış oldukları tapu iptalleri ve tescil taleplerinin kısmen kabulü ile,…. ili …. ilçesi …. mahallesi … ada … parselde müşterek malik olan …’in tapusunun 55,82 metrekarelik kısmın iptali ile bu miktara isabet eden oranın davacılar adına kayıt ve tesciline, davacıların davalı … hakkında açmış oldukları bedel indirim taleplerinin reddine, birleşen Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/146 E-209 Karar sayılı dosyasına ilişkin davacı …’ın 20/11/2008 ve 18/02/2010 tarihli sözleşmelerinin iptaline ilişkin talebinin kabulü ile, davacı … ve davalılar arasında yapılan 20/11/2008 ve 18/02/2010 tarihli sözleşmelerin iptaline, davacı …’in ….. Noterliğinin …yevmiye nolu 20/01/2010 tarihli gayrimenkul satış vadi sözleşmesinin iptaline ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.
Hükmü, her iki davanın tarafları temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297/2. maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümde kanunun amacı, hükmün infazını mümkün kılmaktır. Somut olayda, mahkemece “davacıların davalı … aleyhine açmış oldukları tapu iptalleri ve tescil taleplerinin kısmen kabulü ile,… ile … ilçesi… mahallesi… ada… parselde müşterek malik olan …’in tapusunun 55,82 metrekarelik kısmın iptali ile bu miktara isabet eden oranın davacılar adına kayıt tesciline” şeklinde hüküm kurulmuş ise de, 55,82 m2’ye tekabül eden payın ne olduğu ve davanın hangi pay oranında kabul edilerek davacılara hangi oranda tescil edilmesi gerektiğinin açıkça gösterilmemiştir. Bu husus gözardı edilerek infazda tereddüt doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, yine 1480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.