YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11396
KARAR NO : 2019/5512
KARAR TARİHİ : 19.09.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/03/2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/12/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … Bankası A.Ş. vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 12.08,2013 tarihinde ölen mirasbırakan …’nun terekesinin borca batık olduğunu, mirasın hükmen reddin tespitini istemiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hüküm, davalı … vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Murisin vefatı anında terekenin borca batık olduğunun tespiti isteği, bir eda davası niteliğinde olmayıp, mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek kalmaksızın, kanundan dolayı mirasın reddedilmiş sayılması (TMK m. 584/2) sonucunu hasıl eden, “mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereği kazanırlar” yönündeki (TKM m. 539/1, TMK m. 599/1) yasal kuralın istisnasını oluşturan bir hukuki durumun saptanmasına yönelik dava türüdür. Bu niteliği gereğince maktu harca ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi harca hükmedilmesi, davalı Hazinenin harçtan muaf olduğunun gözetilmemesi ayrıca davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin de mümkün olmadığı, terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Ne var ki belirtilen husus, kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hüküm fıkrasının 3 numaralı bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Peşin alınan 85,39TL harçtan alınması gerekli 27,70TL harcın çıkarılması ile fazla alınan 57,69TL’nin talebi halinde davacılara iadesine” ibarelerinin eklenmesine, hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinin hüküm sonucundan çıkarılarak bunun yerine “Davanın niteliği gereği davacılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” ibarelerinin eklenmesine ve hüküm fıkrasının 5 numaralı bendinin hüküm sonucundan çıkarılarak bunun yerine “Davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına” ibarelerinin eklenmesine, hükmün HUMK’nun 437/8. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 19.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.