Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/11361 E. 2019/1107 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11361
KARAR NO : 2019/1107
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 11.05.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde, mülkiyetinde bulunan … İli, … İlçesi 469 ada 22 parsel sayılı taşınmazın genel yola çıkışı olmadığını, komşu parseller olan 469 ada 23 ve 25 sayılı parsellerden geçit hakkı kurulmasını talep etmiş, 12.11.2015 tarihli 2.celse 307 ada 3 parsel ve 469 ada 21 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı tesisini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile … İli, … İlçesi, …/… Mahallesi, 469 ada 22 parselde davacı adına kayıtlı olan taşınmaz lehine; 307 ada 3 sayılı parselde davalı … Belediyesi adına kayıtlı olan taşınmaz üzerinden fen bilirkişileri … ve …’nin 12/10/2015 havale tarihli rapor ve ekli krokisinde belirtilen şekliyle krokide B harfi ile gösterilen 20,242 m2’lik kısım üzerinde ve davalılar … ve … mülkiyetinde bulunan 469 ada 21 parsel sayılı taşınmazda C harfi ile gösterilen 38,030 m2’lik kısım üzerinde geçit (irtifak) hakkı tanınmasına, geçit hakkının tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece 08.10.2015 tarihinde mahallinde keşif yapılması sonucu dosyaya ibraz edilen ve hükme dayanak teşkil eden 12.10.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda 2.alternatif olarak B ve C harfleri ile gösterilen 307 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 469 ada 21 parselin 38,038 metrekarelik kısmından 22 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisinin uygun olacağı tespit edilmiştir. Dosya arasında bulunan … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/15 Değişik İş dosyasında davacı …’ın 22 parsel lehine geçit hakkı tesisinin uygun olacağı en az masraf gerektiren ve en kısa güzergahların tespitini istemiş, mahkemece 21.05.2015 tarihinde mahallinde keşif yapılmış, dosyaya ibraz edilen 25.05.2015 tarihli fen bilirkişisi raporu ekinde yer alan krokide 2. alternatif olarak sarı renge boyanarak gösterilen imar planında yol olduğu belirtilen 469 ada 25 parsel sayılı taşınmazın ifrazından yola terk edilen kısımdan geçmesinin mümkün olduğu ve masraf gerektirmediği belirtilmiştir. Krokinin incelenmesinde belirlenen yerin 469 ada 77 parsel sayılı taşınmaz olduğu, tapu kaydında ise cinsinin yol olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında yapılan keşif sonucunda ibraz edilen fen bilirkişisi raporunda 77 parsel sayılı taşınmazın geçit alternatifleri arasında değerlendirilmediği, davacının istediği yerden geçit hakkı tesis edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece; mahallinde yeniden keşif yapılarak lehine geçit istenen 22 parsel sayılı taşınmazın güneyinde yol olduğunun saptanması halinde davanın reddi gerekir. Yol vasfındaki 77 parsel sayılı taşınmaz ile 22 parsel sayılı taşınmaz arasında başkaca bir parselin bulunduğunun saptanması halinde ise çevredeki geniş bir parselden geçit hakkı kurulması gerekirken davalı … mülkiyetindeki 307 ada 3 parsel sayılı 20,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tamamını kapsayacak şekilde davacı parseli lehine geçit hakkı tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle; davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.