Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/11300 E. 2019/1032 K. 07.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11300
KARAR NO : 2019/1032
KARAR TARİHİ : 07.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.02.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ile davalı … vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkının kullanılmasında, davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci, davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
Somut olaya gelince; dosya içindeki tapu kaydına göre davacıların dava konusu 37997 ada 1 parsel sayılı taşınmazda elbirliği ortağı şeklinde malik olduğu anlaşıldığından, tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa TMK’nin 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilmesi gerekir. Davacıların elbirliği mülkiyetine konu payına dayanarak açtığı davada elbirliği ortaklarından Kara Ali Akbulut’un muvafakatinin alınmadığı veya terekeye temsilci atanmadığı anlaşıldığından taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında bir karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.