Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/11256 E. 2019/1230 K. 13.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11256
KARAR NO : 2019/1230
KARAR TARİHİ : 13.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.12.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, murisi annesi …’in … 1. Noterliğinin 05/02/2001 tarih ve 001123 yevmiye sayılı ölünceye kadar bakım sözleşmesi gereğince, 1012 ada 7, 1013 ada 16, 1013 ada 15, 1012 ada 8 parseldeki hak ve hisselerini ölünceye kadar bakması karşılığında kendisine verdiğini, bakım borcunu yerine getirdiğini, murisin ölüm tarihinin 04.09.2006 olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı, muris …’in ölüm tarihi itibariyle (04/09/2006) Medeni Kanunun 559. maddesi gereğince iptal davası açmak için 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının 2001 yılında işlerinin kötüye gitmesi nedeniyle kendisinin ve murisi annelerinin yardım ettiğini, davacının murisin evine yerleştiğini, maaşını ve taşınmazları kullandığını, davanın dayanağı ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçersiz olduğunu, muvazaalı olarak yapıldığını, nitekim murisin gerçek iradesi, yaşı ve durumu itibariyle sonuç ve neticelerinin bu hale geleceğini bilmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 611. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan kanunun 612. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı Kararı)
Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.
Açılan davada bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması, sözleşmenin bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla feshini isteme hakkı bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan dinlenmez.
Kuşkusuz, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı her zaman ileri sürülebilir.
Kısaca ifade etmek gerekirse, muvazaa irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemece dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarının Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünden yararlanılarak açıklığa kavuşturulması gerekir. Zira bu gibi durumlarda ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ivazlı olarak (bedel karşılığı) değil de bağış amaçlı veya mirasçıların bazılarından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı kabul edilmelidir
Ölünceye kadar bakma akdinin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın bütün mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.
Somut olayda; davacı ile bakım alacaklısı olan davacının annesi … arasında 05.02.2001 tarihli ölünceye kadar bakım sözleşmesi düzenlenmiş; sözleşmede, 1012 ada 7, 1013 ada 16, 1013 ada 15 ve 1012 ada 8 parsellerdeki murise ait tüm hak ve hisseler davacıya bırakılmıştır. Bakım alacaklısı muris …’in ölüm tarihi 04.09.2006 olup, geriye mirasçı olarak davacı ile davalı kalmıştır. Dosyanın incelenmesinde, murisin dava konusu Ölünceye Kadar Bakım Sözleşmesine konu taşınmazlar dışında başkaca taşınmazının, malvarlığının bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.
Davalı, bakım alacaklısı tarafından sözleşmenin bakıp gözetilme amacıyla değil mirasçılarından mal kaçırma amacıyla düzenlendiğini iddia ettiğinden, mahkemece tarafların gerçek iradelerinin açıklığa kavuşturulması bakımından, sözleşme tarihindeki murisin elinde bulunan malvarlığının tespit edilecek miktarı ile temlik edilen malın bütün mamelekine oranı dikkate alınarak ölünceye kadar bakım sözleşmesine konu edilen taşınmazların makul olarak değerlendirilebilecek miktarı aşıp aşmadığının 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme Kararı uyarınca, muris muvazaası ilkelerine uygun olarak yeterli araştırma ve inceleme yapılıp toplanan ve toplanacak olan deliller ile birlikte dinlenen taraf tanıklarının beyanları değerlendirilerek ölünceye kadar bakma sözleşmesinin, terekeden mal kaçırma amaçlı değil, gerçekten murisin bakımını sağlamak amacıyla düzenlenip düzenlenmediği araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.2.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.