Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/11250 E. 2019/1384 K. 18.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11250
KARAR NO : 2019/1384
KARAR TARİHİ : 18.02.2019

14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.02.2012 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat talebi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 18.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı şirketin mülkiyeti davalıya ait … İli, … İlçesi, 48 ada 35 parsel sayılı taşınmazda kain binanın zemin katında kiracı olarak ticari faaliyette bulunduğunu, davalının üst katlarda ve binanın çatısında kontrolsüz ve önlem almadan yapmış olduğu tadilatlar nedeniyle yağmur sularının işyerinde büyük hasara yol açtığını, mahkeme aracılığı ile yapılan tespit sonucu mobilyalar, beyaz eşya ve laminat parkelerde 26.196,00TL, elektrik tesisatında 852,00TL, alçıpan ve boyalarda 3.300,00TL olmak üzere toplam 30.348,00TL zarar oluştuğunu, bu zararın davalının haksız fiilinden meydana geldiğini ileri sürerek 30.348.00TL tazminatın olay tarihi olan 08.10.2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, tek taraflı olarak yapılan tespitin gerçeğe uygun olmadığını, tespiti yapılan ve zarar gördüğü iddia olunan asma tavan ve parkelerin zaten müvekkili tarafından yaptırılan ve müvekkiline ait olan yapı unsurları olduğunu, mobilya ve beyaz eşyada meydana gelen zararın brandasız nakliyat nedeniyle oluştuğunu, tespit raporunun fahiş ve gerçek dışı hazırlandığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile tespit raporlarıyla belirlenen 30.348,00 TL’nin haksız fiil tarihi 08.11.2011’den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.03.2015 günlü 2014/16007 Esas, 2015/2940 Karar sayılı ilamı ile “Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacının işyeri olarak kiraladığı ve kullanmakta olduğu taşınmaz davalı … adına kayıtlı olup davalının üst katlarda yaptırdığı bir kısım tadilatlar sırasında yağan yağmurlar sonucu oluşan zarar … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/135 D. İş dosyası üzerinde 12.10.2011 tarihinde yapılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ile belirlenmiştir. Davalı vekili 03.01.2012 günlü dilekçe ile tespit raporuna itiraz etmiş, ayrıca gerek cevap dilekçesinde gerekse yargılama aşamasında verdiği 15.10.2012 günlü delil listesinde tespit raporuna karşı itirazlarını açıklayarak davacının taşınmazı boşaltmadan önce müvekkili tarafından davacı aleyhine … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/55 D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, davacının iddialarının doğru olmadığını ileri sürerek yeniden keşif yapılmasını istemiştir.
Davalı tarafça ileri sürülen itirazlara karşı tespit raporunu hazırlayan bilirkişiden alınan ek rapora itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de mahkemece bu konuda yapılan araştırma ve incelemeler davalının itirazlarını karşılamadığı gibi hüküm kurmaya da yeterli değildir.
O halde mahkemece, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin davalıya ait olduğu ve davacıya sağlam olarak kiraya verildiği gözetilerek ayrıca dosyada mevcut kira sözleşmesi, 15.02.2006 günlü protokol, her iki tarafça ayrı ayrı yaptırılan tespitler sonucu düzenlenen raporlar ve raporlara yönelik tarafların itirazları değerlendirilerek özellikle laminat parkeler, elektrik tesisatı, alçıpan, saten alçı, badana ve boyalarda meydana gelen ve davacı tarafından talep edilen zararların davacının işyerini olaydan sonra tahliye ettiği hususu da nazara alınarak tahliyeden önce anılan zararların davacı tarafından giderilip giderilmediğinin saptanması, gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılarak tarafların beyanlarının alınması, taşınmazın tahliye edilerek başkasına kiralanması nedeniyle keşfe gerek görülmemesi halinde dosyanın yeniden oluşturulacak bir bilirkişi kuruluna tevdii ile taraf vekillerinin raporlara yönelik itirazları da karşılanmak suretiyle Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ve oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, Dairemizin bozma kararı sonrası 10.09.2015 tarihli 1. celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklandığı, sulh hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz ekmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 2/1 maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir” hükmüne yer verilmiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.
Somut olayda, uyuşmazlık komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davanın konusu davalının eyleminden kaynaklanan maddi tazminat talebidir. Maddi tazminat istemi taraflar arasındaki kira sözleşmesine dayanmamaktadır. Bu durumda dava konusu uyuşmazlıkta görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece işin esasına girilerek bozma kararı doğrultusunda araştırma yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle yanılgılı gerekçeyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.