Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/10908 E. 2019/431 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10908
KARAR NO : 2019/431
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.10.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil ve aradaki bedel farkının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

(Muhalif) (Muhalif)

KARŞI OY

Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde … Mahallesi, 334 No’lu parsele ilişkin paylaşma davasının sonucunda verilen satış kararı üzerine, tarafların aralarında kararlaştırdıkları 20.09.2012 tarihli sözleşme nedeniyle, davalının satış ihalesine katılarak taşınmazı satın aldığını, satış bedeli ve masraflar toplamının ise müvekkil davacı tarafından ödendiğini, tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya karşı sunduğu cevap dilekçesinde, sözleşmenin 18.09.2014 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, ihale bedelinin müvekkil tarafından ödendiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen 20.09.2012 tarihli sözleşme, inanç sözleşmesi olarak kabul edilirse de, davacı ihale bedelini ödediğini usulüne uygun deliller ile kanıtlayamamıştır. Davacı tarafından ihale bedeli kendisi tarafından ödendiği kanıtlanamadığından taraflar arasında, geçerli bir inanç ilişkisi kurulmamıştır. Bu nedenle davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Kabule göre; davacı adına tapuda kayıtlı bulunan aynı yer 959 No’lu parsel için, davalı tarafından açılmış tapunun iptali ve adına tesciline ilişkin bir dava olmadığı halde mahkemece, davacı üzerine kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile davalı adına tapuya tesciline karar verilmesi de usul hükümlerine uygun düşmemiştir.
İlk derece mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiğinden, sayın çoğunluğun hükmün onanmasına dair kararına katılamamaktayız.