Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/10849 E. 2019/573 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10849
KARAR NO : 2019/573
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.09.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, müvekkilinin vasiyetçi babası… tarafından düzenlenen 23.03.1999 tarihli vasiyetname ile 136 ada 23 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 1/2 hissesinin lehine vasiyet edildiğini ileri sürerek davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili, vasiyetçinin tasarruf ehliyetinin bulunmadığını, vasiyetnamenin şekil şartlarını bünyesinde taşımadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan …, vasiyetçinin tasarruf ehliyetinin bulunmadığını, vasiyetnamenin şekil şartlarını bünyesinde bulundurmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan …, açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, el yazısı ile düzenlenen vasiyetnamede mahal bilgisinin belirtilmediği, bu hali ile vasiyetnamenin TMK’nin 538. maddesindeki şekil şartına uygun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı … temyiz etmiştir.
Dava; mirasbırakan…’a ait belirli mal vasiyetinin yerine getirilmesi istemine ilişkindir.
TMK’nin 600. maddesi; “Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur.
Bu alacak, tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya red hakkının düşmesiyle muaccel olur.
Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.” hükmüne amirdir.
Buna göre, vasiyet alacaklısı, mirasçı değil; kişisel bir istem hakkı sahibidir. Bu hakkın yerine getirilmesi için; her şeyden önce TMK’nin 596. ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada gösterilen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir.
TMK’nin 559/2. maddesi gereğince; iptal davası açma hakkı olan mirasçı, vasiyetnamenin hükümsüz olduğunu, def’i yoluyla her zaman ileri sürebilir.
Somut olaya gelince; davaya konu vasiyetnamenin, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.09.2013 tarih ve 2013/160 Esas, 2013/440 Karar sayılı ilamı ile açılmasına karar verildiği ve ilamın 30.05.2014 tarihinde kesinleştiği, vasiyetnamenin yerine getirilmesi için gerekli olan vasiyetnamenin açılmasına ilişkin şartın gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Davalılardan … ile … tarafından def’i yoluyla hükümsüzlük iddiası ileri sürülmüş, davalı … açılan davayı kabul etmiştir.
Vasiyetnamede mahal belirtilmediği için geçersiz olduğu yönündeki mahkeme kararı yerindedir. Ancak, davalılardan …’ın davayı kabul ettiği ve diğer davalılar …, …, …, … tarafından da vasiyetnamenin hükümsüzlük iddiası def’i yoluyla ileri sürülmediğinden, böyle bir savunmada bulunan davalılar … ve …’ın hükümsüzlük def’inin, diğer davalılara sirayetinin söz konusu olamayacağı açıktır.
Bu durumda, hükümsüzlük iddiasını def’i yoluyla ileri süren davalılar … ve … hakkında açılan davanın reddi, davayı kabul eden … ile diğer davalılar …, …, … ve … hakkında açılan davanın kabulü gerekir.
Hal böyle olunca; mahkemece, davayı kabul eden … ile diğer davalılar …, …, … ve … yönünden muris… adına 1/2 hisse ile kayıtlı 136 ada 23 parsel sayılı taşınmazın mirasçılık belgesi oranları dahilinde tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, diğer davalılar … ve … yönünden de mirasçılık belgesindeki payları oranındaki kısımların üzerlerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen ilkelere aykırı olarak yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı …’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.