Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/10336 E. 2019/17 K. 07.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10336
KARAR NO : 2019/17
KARAR TARİHİ : 07.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.02.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 20.10.2015 günlü hükmün davacı vekili tarafından düzeltilme isteği üzerine reddine ilişkin kararın (08.12.2015 günlü) Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin paydaşı olduğu 14 parsel sayılı taşınmazda dava dışı önceki paydaşın payını 03.07.2014 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiğini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, payın önalım nedeniyle müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafından düzeltme talebinde bulunulmuş, mahkemece, verilen karar üzerinde düzeltme yapılmasının mümkün olamayacağından talebin reddine dair verilen ek karar ile hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 11.06.2015 tarihinde davadan feragat dilekçesi sunulmuş, feragat dilekçesi göz önünde bulundurulmaksızın mahkemece davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup açıklanan bu nedenle verilen karar üzerinde düzeltme yapılmasının mümkün olamayacağından söz edilerek düzeltme talebinin reddine ilişkin ek karar yerinde görülmemiştir. Yerel mahkemenin 08.12.2015 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilerek, 20.10.2015 tarihli ilamın temyiz incelemesine geçilmiştir.
Davacı vekili 11.06.2015 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, dosyada mevcut 14.08.2013 tarihli ve 05724 yevmiye numaralı vekaletnamesinde davadan feragate yetkili bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtayın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararı)
Bu nedenle davacının davadan feragati olmasına rağmen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir
Kabule göre de; davalı taraf davada kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği halde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.