Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/10330 E. 2019/173 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10330
KARAR NO : 2019/173
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.06.2015 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı; müteahhit olarak imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği … ilçesi 6476 ada 2 parselde bulunan ve kendisine isabet eden 21 no’lu bağımsız bölüm ile ilgili davalının haksız müdahalesinin men’i ile taşınmazın boş bir şekilde tarafına teslimini, 2010 tarihinden itibaren haksız işgali nedeniyle 10.000TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının dava konusu bağımsız bölümde malik olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerek mülkiyet hakkı sahibi ve gerekse başka bir hakka dayanarak mülkiyet hakkı sahibinden taşınmazı belirli bir süre elinde tutma hakkı kazanmış kişiler, mülkiyet hakkının ve sözleşme ile edindiği hakkın kendisine sağladığı yararlanmalar için üçüncü kişilerin engellemeleri karşısında, yargı yolu ile hakkın korunmasını isteyebilirler. Bu hak, mülkiyet ve sözleşmeye dayanan şahsi hakkın varlığı süresince mütecavizi fiilen defetme hakkı biçiminde olabileceği gibi, müdahalenin sürekliliği halinde yargı yolu ile de istenebilir.
Somut olaya gelince; mahkemece, davacının dava konusu bağımsız bölümde malik olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de;
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici sıfatı bulunan davacı … tarafından sözleşmede kendisine isabet ettiğini ileri sürdüğü 21 no’lu bağımsız bölümün davalı tarafından haksız olarak işgal edildiği iddiasıyla açılan meni müdahale ve tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, eldeki davanın şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olduğu ve fuzuli işgal sebebi ile açıldığı gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Öncelikle dava konusu bağımsız bölümün maliki…’ın da davada taraf olması sağlanmalı, davaya karşı diyecekleri sorulmalı, sonrasında mahkemece mahallinde keşif yapılmalı, dosya içerisinde yer alan ve davacının dayandığı … 10. Noterliğinin 07.03.1996 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi dava konusu taşınmaza uygulanmak suretiyle dava konusu 21 numaralı bağımsız bölümün sözleşmede yükleniciye isabet edip etmediği tespit edilmeli, taraflarca bildirilen tüm deliller toplanıp değerlendirildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.01.2019 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(Muhalif) (Muhalif)

K A R Ş I O Y

Kişisel hak; bir şeyin verilmesi, yapılması veya yapılmamasını, yani belli bir hareket tarzını belli bir veya bir kaç kişiden isteme hususunda yetki veren bir haktır. Kişisel hak mutlak haklardan farklı olarak sadece tarafına karşı ileri sürülebilir. Ayni hak kişisel hak çatışmasında ana kural, ayni hakka üstünlük tanınması iken kişisel hakların yarışması halinde temel ilke öncelikle doğmuş olan kişisel hakka öncelik verilmesidir.
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici sıfatı bulunan davacının sözleşme gereği kendisine kalması gereken 21 no’lu bağımsız bölüme davalı tarafından elatılması nedeniyle elatmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir.
Davacının arsa sahipleriyle imzalamış olduğu gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile kendisine kalacak bağımsız bölümler için kişisel hak kazanmış bulunmaktadır. Davacı, kişisel hakkını üçüncü kişilere karşı ileri sürme hakkına sahiptir. Davacının akidi olan arsa sahiplerinin sözleşmeden dönmeye ilişkin taleplerinin bulunmadığı durumda yüklenicinin üçüncü kişilere karşı ileri sürdüğü şahsi hak davasında taraf olmalarına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle sayın çoğunluğun kayıt malikinin davada taraf kılınması gerektiği görüşüne katılamamaktayız.