Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/10157 E. 2019/162 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10157
KARAR NO : 2019/162
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.08.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Davacı vekili müvekkilinin paydaş olduğu 18 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 1/8 hissesi üzerindeki tapu kaydında “… Vakfı” şerhinin emsal hükümlere göre gayri sahih nitelikli olduğunu beyanla taviz bedeli ödenmeksizin tapudan terkinini istemiştir.
Davalı …, 5737 sayılı Yasanın 18. maddesine istinaden taviz bedeli ödenmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 18 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait 1/8 hissesi üzerinde bulunan “… Vakfına Mukaatalı” şerhinin taviz bedeli ödenmeksizin terkinine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Dava, tapuda vakıf şerhinin terkini isteğine ilişkindir.
27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18. maddesi hükmü gereğince; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3. maddesinde yapılan tanıma göre de, mukataalı vakıf; zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığın çözümü için, kayda işlenen vakfın mukataalı veya icareteynli vakıflardan olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir.
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının keşfen incelenmesi, taşınmazın konumunun düzenlenecek paftada kadim köy ve kasaba ya da şehirlere göre haritasında işaret edilmesi, vakfın niteliği hakkında bu belirlemeden sonra görüş bildirilmesi zorunludur.
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır.
Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, Vakıflar Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve HUMK’nun 275. maddesi uyarınca yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Bu nedenle keşif rapor ve krokisi, kadastro öncesi revizyon tapu kayıtları, dosyaya ibraz edilecek “Vakıfname” içeriği ve yukarıda belirtilen tüm belgeler incelenerek vakfın niteliği hakkında üniversitelerin Medeni Hukuk kürsüsünde görevli uzman hocalardan alınacak rapor sonrası oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken emsal dosyalardan bahsedilerek araştırma yapılmadan hüküm tesisi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.