Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/10126 E. 2018/8952 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10126
KARAR NO : 2018/8952
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.04.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki mera tahsis şerhinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, tapu kaydındaki mera tahsis şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı, davaya konu 164 ada 27 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkartılarak 06.07.2010 tarihinde Hazine adına zeytinlik olarak tescil edildiğini, taşınmaza zilyet olan babası … ‘ın taşınmazdaki hak sahipliğini 13.09.2012 tarihinde kendisine devrettiğini, taşınmazın hak sahiplerine satışını düzenleyen 6292 Sayılı Yasadan yararlanabilmek amacıyla … Mal Müdürlüğüne 03.10.2012 tarihinde başvurduğunu ve 2.000,00TL başvuru bedelini ödediğini, ancak çekişmeli taşınmazın tapu kaydında “mera” şerhi bulunduğundan söz edilerek iktisabının mümkün olmadığının bildirildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki “Mera Komisyonu’nun 22/01/2010 tarih 343-712 sayılı yazılarına göre mera olarak tahsisi yapılmıştır.” şerhinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine vekili, idari yargının görevli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 164 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “Mera Komisyonu’nun 22/01/2010 tarih 343-712 sayılı yazılarına göre mera olarak tahsisi yapılmıştır.” şerhinin iptaline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle de mülkiyeti devlete ait olan yerlere ilişkin davayı Hazine açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma hakkı olan köy tüzel kişilikleri ve belediyelerin de dava açma hakları vardır.
4342 sayılı Mera Kanununun 6. maddesi hükmüne göre, mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi işlemlerini … ve … Bakanlığı yapar. Mera komisyonları ise illerde valinin görevlendireceği bir vali yardımcısı başkanlığında yasada sayılan kişilerden meydana gelir. Mera komisyonlarının tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenledir ki mera komisyonu kararına karşı açılacak davalarda husumet, komisyona veya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne değil mera komisyonunun yararına iş ve işlem yaptığı köy veya belediye tüzel kişilerine düşer.
Öte yandan, meraların çıplak mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı ilgili köy veya belediyeye aittir. Bu nedenle Hazine ile yararlanma hakkı olan köy tüzel kişilikleri ve belediyelerin pasif dava ehliyeti mevcuttur.
Yukarıda değinilen ilkeler ışığında somut olaya gelince; mera komisyonunun 22.01.2010 tarihli kararı halen geçerliliğini korumaktadır. Bu komisyon kararının iptaline yönelik bir dava da bulunmamaktadır. Ortada yürürlükte bulunan bir mera komisyon kararı bulunmasına karşın taşınmazı satın alacağını belirten davacının aktif dava ehliyeti yoktur.
Bu durumda mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.