Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/10111 E. 2019/4348 K. 14.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10111
KARAR NO : 2019/4348
KARAR TARİHİ : 14.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.05.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili Sulh Hukuk Mahkemesine hasımsız olarak verdiği dava dilekçesinde, muris …’in 13.02.2011 tarihinde vefat ettiğini, davacı …’in …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.03.2012 tarihli, 2011/770 Esas, 2012/267 kararıyla kısıtlanarak kendisine …’ın vasi atandığını, …’ın murisin borcu sebebiyle icra takibi başlattığını, murise ait olan ve davacı adına intikali yapılmayan gayrımenkulün borcu karşılamaktan uzak olduğunu belirterek mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tescilini talep etmiştir.
… Sulh Hukuk Mahkemesince süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 23.01.2014 tarihli, 2013/26079 Esas, 2014/1254 Karar sayılı ilamında; “Davacı vasisi …, vasisi bulunduğu …’in mirasbırakanı olan ….’in terekesinin borca batık olduğunu, bu hususu icra takibi ile öğrendiklerini belirterek mirasın reddini talep etmiştir. Davacının bu açıklamasına göre dava Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesine dayalı mirasın hükmen reddine ilişkindir. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Terekenin borca batık olduğunun tespiti davalarında dava alacaklılara karşı açılır. Dava 28.05.2012 tarihinde açılmıştır. Görevli mahkeme 6100 sayılı Kanun uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle görev hususu düşünülerek bir karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
… Sulh Hukuk Mahkemesince somut olaydaki uyuşmazlığın TMK 606 madde kapsamında ve çekişmeli yargı işi niteliği taşıdığı, mahkemenin davaya bakmakla özel yasa gereği de görevli olmadığı gerekçesiyle, HMK.’nın 2. ve 114/c maddeleri uyarınca mahkemenin görevsizliğine, görev yönünden davanın usulden reddine, HMK’nın 20. maddesi uyarınca bu karara karşı, kanun yoluna başvurulmamışsa; iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde ise; bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren, HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize yazılı dilekçe ile başvurulması sureti ile dava dosyasının yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli Nöbetçi … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/270 Esasına kaydı yapılmıştır.
Dahili davalı vekili cevap dilekçesinde, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin borca batık olmadığını, ölüm tari itibiariyle borcun 94.000 TL olduğunu, murise ait gayrımenkulün icra dosyasında değerinin 160.000 TL olarak tespit edildiğini, davacı tarafından meskeniyet itirazı ve kıymet taktirine itirazda bulunulmasının terekeyi sahiplenme anlamına geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK’nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
HMK’nın 55. madddesinde; “taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişlerse, bu hususta kanunda belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir.” hükmü yer almaktadır.
Davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.
Somut olayda, UYAP üzerinden alınan nüfus kaydından davacının 20.02.2016’da vefat ettiği anlaşılmaktadır. Önclikle, mahkemece HMK 55. maddesi gereğince davacının mirasçılık belgesinin ilgilisinden teminiyle mirasçılarının davaya dahil edilip taraf teşkilinin sağlanması gerekir.
Ayrıca, mahkemece muris …’in ölüm tarihi olan 13.02.2011 itibariyle üzerine kayıtlı gayrımenkul, araç, banka kaydı olup olmadığı, davalıya ölüm tarihi itibariyle borç miktarının kaynağı ve miktarının araştırılmadığı, tapu ve emniyet müdürlüğüne yazı yazılarak davacı …’in aktif, pasif malvarlığının araştırıldığı görülmektedir. O halde mahkemece yapılması gereken iş, muris …’in ölüm tarihi olan 13.02.2011 itibariyle gayrımenkul, araç, banka kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, emniyet, banka müdürlüklerine yazı yazılmalıdır. Muirse ait gayrımenkul bulunduğunun anlaşılması halinde taşınmazda konusunda uzman bilirkişiler refakatiyle keşif yapılıp taşınmazın ölüm tairihi itibariyle değeri konusunda bilirkişi raporu alınmalıdır. Davalıya, … İcra Dairesi’nin 2011/9313 sayılı dosyasında olan borcunun ölüm tarihi itibariyle miktarı belirlenmelidir. Ayrıca, TMK’nın 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmadığından davacı mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadıkları da araştırılmalıdır. Terekenin ve davacıların durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.