Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/10072 E. 2019/4506 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10072
KARAR NO : 2019/4506
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, 06.01.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 04.06.2011 tarihinde vefat eden …’nın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
…. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen karar, Yargıtay 2. Hukuk Dairesince 18.02.2013 tarih ve 2012/10850 Esas, 2013/3904 Karar sayılı ilamına göre “Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğunu hükme bağlamıştır (md. 2/l). Medeni Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra açılan terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda dava değeri ne olursa olsun asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu yön gözetilmeden dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de; davanın alacaklılara husumet yöneltilerek görülmesi gerekirken hasımsız dava şeklinde uyuşmazlığın incelenmesi usul ve kanuna aykırıdır.” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
….. Asliye Hukuk Mahkemesince, TMK’nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK’nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Somut olayda; mahkemece, davacı vekilinin 31.10.2013 tarihli dilekçesinde; …. Vergi Dairesi Müdürlüğü, …, Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve …. A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün muristen alacaklı olduğu beyan edilmiş olmakla, alacaklıların davaya dahil edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken yapılacak incelemelerde ölüm tarihi esas alınarak murisin borçlarının miktarının belirlenmediği, murise ait taşınmaz, araç ve banka kaydının bulunup bulunmadığı, mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulduğu görülmüştür.
Öte yandan, davanın niteliği yargıtay bozma ilamında da açıklandığı üzere mirasın hükmen reddine lişkin olup, hükmün gerekçe kısmında da davanın, mirasın hükmen reddine ilişkin olduğu belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında mirasın davacılar tarafından hükmen reddildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, davacıların mirastan çıkarılmasına karar verilmiş olması da doğru görülmemiş hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.