Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2016/10049 E. 2018/8941 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10049
KARAR NO : 2018/8941
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 13.04.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalıların murisi … ile noterde yaptıkları 12.04.2005 tarihli düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile murisin 232 parsel sayılı taşınmazı kendisine satmayı vadettiğini, satış vaadi borçlusu … ‘ün satıştan hemen sonraki Haziran ayında öldüğünü ve bu nedenle tapuda işlem yaptıramadığını, satış bedelinin nakden ve peşinen ödenmiş olup taşınmazı satın aldığı tarihten itibaren zilyetliğin kendisinde olduğunu, buna rağmen davalıların tapuyu devretmeye yanaşmadıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar, babalarından miras kalan taşınmazla ilgili olarak noterde satış vaadi sözleşmesi yapıldığını dava dilekçesinin kendilerine tebliği ile öğrendiklerini, babalarının Parkinson ve Alzhaimer hastası olduğunu ve okuma yazmasının olmadığını, davacının babalarını kandırmak suretiyle bu sözleşmeyi yaptırdığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 232 parsel sayılı taşınmazda davalılar adına kayıtlı 1/8’er payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve davalılar temyiz etmiştir.

Bir dava açıldıktan sonra tapuda malik olan davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse artık dava konusu taşınmaz üzerinde bir tasarruf yetkisi kalmaz. Bu durumda mahkemece diğer tarafa, savunmayı değiştirme yasağının bir istisnası olan 6100 sayılı HMK’nin 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkı hatırlatılarak verilecek cevaba göre işlem yapılması gerekmektedir.
Dava açıldıktan sonra müddeabihin temliki halinde diğer taraf dilerse temlik edenle olan davasından vazgeçerek müddeabihi devralmış yeni malike karşı davaya devam eder, dilerse vaat borçlusu olan davalıya karşı açmış olduğu davasını tazminata dönüştürür.
Somut olaya gelince, dava konusu 232 parsel sayılı taşınmazın güncel tapu kaydının incelenmesinde; taşınmazda 1/8 payı bulunan davalı …’ün bu payını, yargılama sırasında 22.10.2015 tarihinde dava dışı … ‘a satış suretiyle devrettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, öncelikle 6100 sayılı HMK’nin 125. maddesi uyarınca işlem yapılması ve daha sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.