Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/9422 E. 2015/9594 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9422
KARAR NO : 2015/9594
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : Pazar(Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/02/2015
NUMARASI : 2013/629-2015/57

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.04.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil (TMK m.724) olmadığı takdirde tazminat (TMK m.725) ile birleştirilen davada müdahalenin önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat isteminin kabulüne, sair hususlarda mahkemece daha önce verilen karar kesinleştiğinden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen 10.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Ömer, maliki olduğu taşınmaza iyiniyetle yaptığı bina ile bina çevresindeki beton zeminin davalıların malik olduğu 938 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğunu, bina değerinin zemin değerinden fazla olduğunu ileri sürerek, binanın zorunlu kullanım alanı ile birlikte 938 parsel sayılı taşınmazdan iptali ile adına tescilini veya irtifak hakkı kurulmasını veya şimdilik 8.000,00 TL yapı bedelinin davalılardan alınmasını istemiştir.
Birleştirme kararı verilen davada, davacılar, davalı Ö.. A..’nın maliki oldukları 938 parsel sayılı taşınmaza elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve yapıların kal’ini istemişlerdir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddine, ikinci kademedeki tazminat isteminin kabulüne sair hususlarda mahkemece daha önce verilen karar kesinleştiğinden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, hüküm sonucu bozmanın niteliğine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmemesine peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2015 tarihindeoybirliği ile karar verildi.