Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/9258 E. 2017/2043 K. 16.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9258
KARAR NO : 2017/2043
KARAR TARİHİ : 16.03.2017

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.10.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İİK’nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; davalılardan …’in borcundan dolayı borçlunun murisi …’in 1/3 paydaş olduğu 509 ada 73 parsel sayılı taşınmazın 7. kat 26, 27 ve 28 nolu bağımsız bölümleri üzerindeki ortaklığın satış sureti ile giderilmesini istemiştir.
Davalılardan … ve … 7. katın yapılmasına belediyeden izin verilmediğinden davaya konu edilen bağımsız bölümlerin tapuda kayıtlı olsa da fiilen mevcut olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde 7. kat 26, 27 ve 28 nolu bağımsız bölümlerin fiilen bulunmadığı, davanın konusuz olduğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
I-Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.
HMK’nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince: Borçlu … murisi …’in 1/3 paydaş olduğu 509 ada 73 parsel sayılı taşınmazın 7. kat 26, 27 ve 28 nolu bağımsız bölümleri üzerindeki ortaklığın satış sureti ile giderilmesi istenmiş; mahkemece dava konusu taşınmazların fiilen bulunmadığı davanın konusuz olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de;
Dava konusu bağımsız bölümlerin tapu kaydı incelendiğinde; tapu kaydında muris … 1/3 paydaş olarak maliktir;
Dava konusu bağımsız bölümler fiilen bulunmasa da, tapu da kayıtlı olduğundan bağımsız bölümlerin her birine düşen arsa payı nedeni ile ekonomik değerleri bulunmaktadır;
Bu husus dikkate alınarak mahkemece davanın esası hakkında inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazların fiilen bulunmadığı, davanın konusuz olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.