YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6064
KARAR NO : 2015/6058
KARAR TARİHİ : 02.06.2015
MAHKEMESİ : Urla Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2013/466-2014/76
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2006 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi ve asli müdahillerin davaya katılması üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, asli müdahillerin ve tereke temsilcilerinin istemlerinin reddine dair verilen 13.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ile bir kısım müdahiller ve tereke temsilcileri vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
– K A R A R-
Davacı M.. C.., paydaş olduğu 926 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarının paylarını davalı E.. A..’a satış yoluyla devrettiklerini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, önalım hakkı nedeniyle payın adına tescilini istemiştir.
20.03.2007 günü harcı yatırılan dilekçeyle İ.. O. mirasçıları; 05.07.2007 günü harcı yatırılan dilekçeyle K… A.. Y.. mirasçıları ve 21.04.2008 günü harcı yatırılan dilekçeyle A. K.. mirasçıları olan müdahil davacılar davalı Ethem’in satış yoluyla edindiği payların önalım hakkı nedeniyle adlarına tescilini talep etmişlerdir.
Davalı vekili, davaların reddini savunmuş, 13.02.2014 tarihli duruşmada ise, İ.. O.. mirasçıları ve A.. K.. mirasçılarının istemlerini kabul etmiştir.
Mahkemece, davacı M.. C..’ün isteminin kabulüne; dahili davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı ve tereke temsilcilerinin dava şartını yerine getirmedikleri gerekçesiyle istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili ile bir kısım müdahil davacılar ve tereke temsilcileri vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer (TMK m. 733/4).
Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 926 parsel sayılı taşınmazın paydaşları İ.. O.. mirasçıları ve A.. K… mirasçıları çekişme konusu payın önalım nedeniyle adlarına tescili istemiyle dava açmışlar, yargılamanın devamı sırasında 18.03.2008 günlü ve 2007/573 E. 2008/158 K. sayılı karar ile İ.. O..’ın terekesine, 30.06.2009 günlü ve 2008/609 E.,2009/399 K. sayılı karar ile A..K..’nın terekesine temsilci atanmış, yargılama temsilciler tarafından yürütülmüştür. Mahkemece, anılan davacıların tek başlarına dava açma hakkı bulunmadığı, daha sonra onay verilmesinin dahi taraf teşkilini sağlamayacağına ilişkin içtihat emsal alınarak aktif dava ehliyeti yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Emsal alınan içtihatta tapu iptali ve tescil isteminin dayanağı zilyetlik, görülmekte olan dava da ise önalım olduğundan, her iki davanın da hukuki nedenleri birbiriyle örtüşmemektedir. Bu nedenle, mahkemenin dayandığı içtihatın somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Dolayısıyla, dahili davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak, dava konusu 926 sayılı parselde İ.. O.. ve A. K..’nın payları yargılama sırasında paylı mülkiyete dönüştürülmüştür. İ.. O.. ve A..K.. payı, mirasçılar adına paylı olarak tescil edildiğinden tereke temsilcisinin görevi sona ermiştir. Bu durumda, tapuda paylı malik haline gelen İ.. O…ve A.. K.. mirasçılarının önalım hakkını kullanıp kullanmayacakları sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Ayrıca İ.. O..mirasçılarından M.. O.. 08.10.2012 tarihinde vefat etmiş olup payı elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan M.. O.. mirasçılarının davaya katılıp katılmayacakları sorulmalı ve mirasçıların tamamının muvafakatı sağlanamadığı takdirde M.. O.. terekesine temsilci atanması için davayı takip eden mirasçı ya da mirasçılara süre verilerek taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle müdahil davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.