Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/5437 E. 2017/4081 K. 22.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5437
KARAR NO : 2017/4081
KARAR TARİHİ : 22.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.01.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, tazminat davasının reddine dair verilen 26.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar kayyımı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, … İli,…İlçesi,… Köyiçi Mevkiinde kain …. parsel sayılı taşınmazın maliki bulunduğunu, … Belediye Encümeninin 27.08.1998 tarih, 98/552 sayılı kararı ile yapılan imar uygulaması sonucu dava konusu 7527 ada 3 ve 4 parsel sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu; ancak, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürürek, yolsuz hale gelen imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile 433 sayılı kadastral parselin ihyası ile tazminat isteklerinde bulunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından ” …. 433 sayılı kadastral parsel kapsamında kalan ve idari işlem idari yargı yerinde iptal edilmekle illiyetini yitiren ve böylece yolsuz tescil durumuna düşen 3 ve 4 nolu imar parsellerinin iptali ile kadastral parselin davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken sadece 4 nolu imar parseli üzerinden hüküm kurulması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, dava konusu 7527 ada 3 ve 4 parsel nolu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar Halide, Halime, Mualla, …ve …kayyımı … vekili temyiz etmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki, bozmaya uyulmuş olmakla lehine bozma kararı verilen taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşacağından bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunludur.
Diğer taraftan, tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği) bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması, yani kaydın sebepten soyut olmamasıdır. İmar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Böyle bir durumda da dayanıksız kalan kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Somut olayda; dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptali nedeniyle imar parsellerinin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle tapu iptali ve tescil kararı verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tamamen yerine getirildiğinden söz edilemez. Zira, dava konusu 7527 ada 3 ve 4 sayılı imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile 433 sayılı kadastral parselin ihyası ve davacı adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, sicil kayıtları yolsuz tescil durumunda bulunan imar parselleri üzerinden tescile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan, davacı lehine maktu harç ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi ve harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sadece iptal edilen idari işlemi yapan davalı belediyenin sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin tüm davalılara yüklenmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar kayyımı İstanbul Defterdarlığının temyiz taleplerini kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.