Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/4266 E. 2015/5367 K. 12.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4266
KARAR NO : 2015/5367
KARAR TARİHİ : 12.05.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.04.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 22.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 12.05.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili … ile karşı taraftan davalı vekili Av. … geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, paydaşı olduğu 4 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşının payını 24.02.2011 tarihinde davalıya satış yoluyla devrettiğini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, önalım hakkı nedeniyle payın adına tescilini istemiştir.
Davalı, taşınmazda fiili taksim bulunduğunu, payını edindiği önceki paydaş adına tapunun beyanlar hanesinde belirtme bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin taşınmazda fiili taksim bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararı, davacı ile davalının temyizi üzerine Dairemizin 15.04.2014 günlü ve 2014/779 Esas, 5094 sayılı Kararı ile davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda işin esası onandığından karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.