Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/4035 E. 2015/11610 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4035
KARAR NO : 2015/11610
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.08.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, TMK’nın 605/2 maddesi gereğince mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, muris …’un 30.07.2007 tarihinde vefat ettiğini, yüklü miktarda borcu bulunduğunu, terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının muris …’un vergi borcunun yapılandırılması için başvuruda bulunmak suretiyle mirası benimsemiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605). Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez.
Dosya kapsamından muris …’un ölüm tarihinin 30.07.2007 olduğu, ..Dairesi mükellefi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı …’un, .. Dairesi Müdürlüğüne yaptığı başvuru üzerine muris ..’un
anlaşılmasına karşılık …’un yapılandırma doğrultusunda murisinin vergi borcunu ödemediği anlaşılmaktadır. Veraset ve intikal beyannamesi verip, murisin vergi borcunu ödemek terekenin benimsendiğinin göstergesidir. Davacı yalnızca vergi borcunun yapılandırılmasını istediğine göre ve bir ödeme yapılmamış olduğundan terekeyi sahiplendiğinden söz etmek mümkün değildir. Öyleyse mahkemece yapılacak iş, özellikle davalı …’in iddia ettiği gibi, murise ait taşınmazın davacı tarafından kiraya verilip verilmediğinin yukarıdaki ilkelere göre araştırılıp incelenmesi ve terekesinin aktifi ve pasifi belirlenip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı, davacıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarının bulunup bulunmadığını tespit etmek, tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır. Mahkemece tüm bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.