Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/3987 E. 2015/6077 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3987
KARAR NO : 2015/6077
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2008/237-2013/423

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26.06.2008 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın eski hale getirme talebi yönünden reddine, kira alacağının kısmen kabulüne dair verilen 03.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından, temyizen incelenmesi davalı vekili istenilmekle tayin olunan 02.06.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı asil ve davacılar vekili Av. İ.. O.. geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan eski hale getirme ve maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 389 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki H..R.. H.. apartmanında bulunan dairelerin malikleri olan müvekkillerinin bu taşınmazları yazlık olarak kullandıklarını, davalının 389 ada 4 parsel sayılı taşınmazda gerekli tedbirleri almaksızın ruhsatsız olarak hafriyata başladığını, davacı taşınmazlarında zarar oluştuğunu belirterek, binanın eski hale getirilmesini veya yıkılarak yeniden yapılmasını, 10.000,00 TL eski hale getirtme bedeli ile 10.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazda önceki yıllarda kuyunun bulunduğu taraftaki merdivenlerde ve istinat duvarlarında çökmelerin olduğunu, merdiven altının boşaltılmasının da binayı olumsuz etkilediği, binadaki deformasyonu 1999 yılındaki depremin hızlandırdığını ve 12.03.2008 tarihindeki Çınarcık merkezli depremin ise yıpranmayı su yüzüne çıkardığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların eski hale getirme talepleri yönünden binanın güçlendirme projesinin yapılmasının şart olduğu, verilen kesin süre içerisinde güçlendirme projesinin sunulmadığı belirtilerek eski hale getirme talebinin ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine, kira alacağı yönünden davalının kusuru oranında 2008 yılı sezonu bakımından her daire yönünden 1.200,00 TL kira tazminatının davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ile davalı İ.. O.. vekili temyiz etmişlerdir.
1-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden,
a)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddine karar vermek gerekmiştir.
b)Dosyanın incelenmesinden davacı M.. A..’in dava konusu taşınmazın tapu kaydında müstakil payının bulunmadığı, annesi C.. A… ile babası B.. A..’in paylarının bulunduğu, C…A..’in sağ olduğu, babası B. A…’in ise ölü olduğu ve M.. A..’den başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Aktif dava ehliyetinin varlığının mahkemece re’sen araştırılması gerektiğinden davacı M.. A..’in murisi B.. A…’in veraset ilamının ibraz edilmesi, davaya katılmayan diğer mirasçılarının muvafakatlarının sağlanması veya Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceğinin gözardı edilmesi doğru görülmemiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden,
6100 sayılı HMK’nın 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
Somut olayda; mahkemece davacı tarafa 389 ada 3 sayılı parselde bulunan yapı ile ilgili olarak tadilat projesini dosyaya ibraz etmesi için 30 günlük kesin süre verilerek ve sonrasında davacı vekilinin kesin süreye riayet etmediği gerekçesiyle eski hale getirme talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece verilen kesin süreye konu işlem, tarafların bizzat yerine getirmeleri gereken bir işlem olmadığı gibi yapılacak işlemler açıkça gösterilmemiş ve kesin sürenin sonuçları da açıklanmamıştır.
Mahkemece, dava konusu olayda meydana gelen zarar miktarı re’sen araştırılıp tespit edilmesi gerektiğinden seçilecek ehil bilirkişi kuruluna dava konusu binada meydana gelen zarar güçlendirme yöntemiyle giderilebilecek ise güçlendirme maliyetinin bu konuda alınacak bilirkişi raporuna göre tespit ettirilmesi gerekirken davacı tarafa usule aykırı şekilde verilen kesin sürede ara kararının yerine getirilmediği ve talebin ispatlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (1-b ve 2) numaralı bentler uyarınca davalı vekilinin ve davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.