Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/393 E. 2015/7546 K. 08.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/393
KARAR NO : 2015/7546
KARAR TARİHİ : 08.07.2015

MAHKEMESİ : Lapseki Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/2014
NUMARASI : 2013/354-2014/126

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.10.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 22.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı R.. Ç.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, borçlu ortağın alacaklısı tarafından yapılan icra takibi sonucu alınan yetki belgesine dayanılarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu bir kısım taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine, bir kısım taşınmaz hakkında mirasçılar arasında taksim sözleşmeleri yapıldığından davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı R.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, davalının dava konusu 105 ada 29 ve 30 parseller, 106 ada 50 parsel ve 131 ada 11 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin 102 ada 30 parsel, 105 ada 17 ve 36 parsel, 112 ada 5 parsel, 115 ada 6 parsel, 158 ada 6 ve 31 parsel, 159 ada 1 parsel, 161 ada 14 parsel ve 168 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarına gelince;
TMK’nın 676. maddesi uyarınca mirasçılar aralarında payların oluşturulması ve fiilen alınması için paylaştırma sözleşmesi yapabilirler. Sözleşmenin geçerli olması için yazılı şekilde yapılması yeterlidir. Tüm mirasçıların katıldıkları ve yazılı şekilde yapılmış paylaşma sözleşmesi geçerli olup tarafları bağlar.
Uymayan taraf hakkında diğer taraf sözleşmenin gereğinin yapılmasını temin için mahkemede istekte bulunabilir ve bu konuda dava açabilir. Paydaşlar miras taksim sözleşmesi yapmış iseler, bu sözleşme ile elbirliği haline son vermiş olduklarından artık ortaklığın giderilmesi davası açamazlar.
Somut olayda, davalılar elbirliği ortakları olup, aralarında 05.01.2010 ve 30.01.2010 tarihli miras taksim sözleşmeleri düzenlemişler, davacı alacaklı davalı borçlu ortak H.. Ç.. aleyhine icra takibinde bulunmuş ve aldığı yetki belgesine dayanarak ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiş, mahkemece belirtilen taşınmazlar yönünden davalılar arasında miras taksim sözleşmeleri düzenlendiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, miras taksim sözleşmesinin davalı ortaklar arasında adi şekilde her zaman düzenlenme olanağı bulunduğu, adi yazılı miras taksim sözleşmesi gereğince açılmış bir tapu iptali ve tescil davasının da mevcut olmadığı anlaşıldığından davacı alacaklı tarafından miras taksim sözleşmesine konu taşınmazlar yönünden de ortaklığın giderilmesi talebinde bulunulabileceğinden ret gerekçesi yerinde değildir.
Bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilen taşınmazlar yönünden de değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 08.07.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.