Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/3576 E. 2015/11415 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3576
KARAR NO : 2015/11415
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

MAHKEMESİ : 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/10/2014
NUMARASI : 2014/270-2014/487
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.05.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, mirası reddinin iptaline yöneliktir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince “Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez.” Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir.
Mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için; terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerekir.
Mirasın reddinin iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olması gerekir (Murisin alacaklarının korunmasında). Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse mirasın reddinin iptali istenemez. Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde zamanışımı ve hak düşürücü süre öngörülmediğinden bu tür davayı açmak için herhangi bir süre yoktur.
Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüşü itibariyle davanın TMK’nın 610/2. maddesi gereğince davalı mirasçıların terekeyi sahiplendiklerinin ileri sürülmesi nedeniyle davalıların mirası ret hakkından
mahrum olduklarının tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine göre TMK’nın 610/2. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekirken, TMK’nın 617. maddesindeki 6 aylık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.