Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/3473 E. 2017/4289 K. 25.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3473
KARAR NO : 2017/4289
KARAR TARİHİ : 25.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.04.1998 gününde verilen dilekçe ile meranın aidiyetinin tespiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı aslı müdahil vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Kadastro Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde; Reşadiye İlçesi Kuzbağı Kasabası 11 ada 79 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Uluköy tüzel kişiliği adına mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmazın babalarından miras kaldığını, davanın reddini savunmuşlardır.
Davaya müdahil olan … Köyü, dava konusu yerin köylerine ait mera olduğunu.köyleri adına mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir.
Kadastro Mahkemesince dava konusu taşınmaz mahallinde keşif yapılmış, müdahil …Köyünün davasınının reddine, 111 ada 79 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına, meranın aidiyetinin tespiti istemine ilişkin dava yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Bu karar Yargıtay tarafından incelenmiş asli müdahilin aidiyet davasının reddinin doğru olmadığı belirtilerek hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, dosya Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Müdahil …Belediyesi yargılama aşamasında 6360 sayılı Kanun uyarınca tüzel kişiliğini kaybetmiş, yerine Özel İdare Müdürlüğü davayı takip etmiştir.
Mahkemece mera vasfı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı ve asli müdahil vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu yerin mera olduğu Kadastro Mahkemesinin kararı ile kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı yerin mera vasfının bulunmadığından söz edilerek reddi doğru değildir. Mera vasfı mahkeme kararı ile belirlenen taşınmazın aidiyetinin belirlenmesi gerekir.
Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmasında ileri sürdükleri kayıtların tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun araştırılması, gerektiğinde köyün kuruluş tarihinin İçişleri Bakanlığından sorulması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir.
Keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişilerden seçilmesi gerekir.
Mahkemece yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı ve sınırları sorularak sonuca gidilmelidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Mahkemece yukarıda belirtilen şekilde mahallinde yeniden keşif yapılması taşınmazın aidiyetinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma, yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcını yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.