Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/2631 E. 2015/9878 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2631
KARAR NO : 2015/9878
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, 22.04.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, murisi evlat edinen …..’nun mirasçıları ile miras paylarını gösterir mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, evlat edinen ve hısımları evlatlığa mirasçı olamazlar gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Gerek yürürlükten kaldırılan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ve gerekse 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6 ve 7. maddeleri hükümlerinde kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan herbirinin iddiasını, bir başka deyişle hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu, resmi sicil ve senetlerin belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturacağı, bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatının kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça her hangi bir şekle bağlı olmadığı açıklanmış, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 29, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 30. maddelerinde ise doğum ve ölümün, öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Bu hükümler dikkate alındığında mirasçılık belgesi vermekle yükümlü sulh hukuk mahkemelerinin murisin ölüm tarihini, ölüm tarihi itibariyle kimi veya kimleri mirasçı bıraktığını, bunlara mirastan ne oranda pay verileceğini öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlara göre belirlemesi gerekir.

Somut olaya gelince; Dosya içerisindeki nüfus kayıtlarına göre …..’nun 1924 doğumlu olup 20.06.2007 tarihinde vefat ettiği ve 25.02.1992 tarihli noter senedi ve ….. Suh Hukuk Mahkemesi’nin 1991/297-317 EK sayılı kararı ile davacı …’yı evlat edindiği anlaşılmaktadır. Buna göre, nüfus kayıtları esas alınarak murisin mirasçılarının ve miras paylarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.