Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/2225 E. 2015/7147 K. 26.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2225
KARAR NO : 2015/7147
KARAR TARİHİ : 26.06.2015

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.04.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, hasımlı olarak açılmış mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, müvekkilinin murisi …………’nin mirasçılarının tespit edilerek veraset belgesi verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Hazine hasım gösterilerek açılan davanın kabulü ile miras bırakan ……..’nin mirası (2) pay kabul edilerek, (1) payının kızı …’ye, (1) payının kızı ……’ye aidiyetine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalar çekişmesiz yargıya tabi olduğundan kural olarak hasımsız açılması gerekir. Hukuki yarar bulunması koşulu ile bu tür davaların uyuşmazlık çıkaran kişiler hasım gösterilerek hasımlı olarak açılması ve çekişmeli yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması da mümkündür. Yabancı uyruklu miras bırakanların Türkiye’de bulunan taşınmazlarının intikalini sağlama amacıyla açılan mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda hazinenin mutlaka taraf olacağına ve davanın hazine hasım gösterilerek açılacağına ilişkin olarak yasalarımızda zorlayıcı bir hüküm de bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince, davacının davasını hazineyi hasım göstererek hasımlı olarak açtığı, ne var ki hazinenin dava açılmadan önce davacının mirasçılık sıfatı konusunda herhangi bir uyuşmazlık çıkarmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda da açıklandığı gibi miras bırakan ……..’nin Yunan uyruklu olması ve Türkiye’de bulunan taşınmazının intikalinin yaptırılabilmesi amacıyla görülen davanın açılmış olması hazinenin davada taraf olmasını gerektirmediği gibi, dava açılmadan önce hazinenin davacının mirasçılık sıfatı konusunda herhangi bir uyuşmazlık da çıkarmadığı gözetildiğinde hasımlı dava açmakta davacının hukuki yararı bulunduğundan da söz edilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece uyuşmazlık çıkarmaması nedeniyle davada taraf olması gerekmediği halde aleyhine gereksiz yere dava açılan hazine hakkında kesin hüküm oluşmaması için öncelikle “Davalı hazine hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine” şeklinde bir hüküm verildikten sonra, davanın hasımsız olarak karara bağlanması ve istenilen mirasçılık belgesinin verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.06.2015 tarihinde oybirliği karar verildi.