Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/15385 E. 2017/6319 K. 13.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15385
KARAR NO : 2017/6319
KARAR TARİHİ : 13.09.2017

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.02.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 776 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.Davalılar … ve …, taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesi talebini kabul etmiş, davalılar … ve …, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davalı … temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Öte yandan, dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin, bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davalı ve davacı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olma sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez. Dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi, kural olarak o hakkın sahibine aittir. Somut olayda; dava konusu 776 parsel sayılı taşınmazda davacının payı bulunmadığından aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı anlaşılmakla mahkemece aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı …’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.