Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/13030 E. 2017/4020 K. 11.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13030
KARAR NO : 2017/4020
KARAR TARİHİ : 11.05.2017

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.08.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, tarafların ortak murisi … adına kayıtlı 3577 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın öncelikle aynen taksim, olmadığı taktirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı … …’a velayeten annesi …, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evde şu anda kendilerinin oturduklarını, muristen …ya sadece bu evin miras olarak kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davaya konu taşınmazın paydaşı olan davacı …’un reşit olmadığı, annesi …’un da taşınmazda paydaş olup kendi adına asaleten, kızı … adına velayeten davacı sıfatıyla davada yer aldığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 426/1. maddesinde “Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa…” vesayet makamının ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atayacağı düzenlenmiştir. Olayımızda, küçük … ile davacı … arasında menfaat çatışması meydana geldiği kabul edilmelidir. Bu nedenle Türk Medeni Kanununun 426. maddesi gereğince, davacı …’a temsil kayyımı atanması suretiyle taraf teşkilinin sağlanarak bundan sonra davanın esasının incelenmesi gerekirken reşit olmayan davacı …’a velayeten annesi davacı …’un huzuru ile davanın görülüp sonuçlandırılması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, reşit olmayan paydaş davalı … …’u, davada annesi …’in velayeten temsil ettiği, ancak …tarafından vekile verilen vekaletnamenin …ya velayeten verilmesi gerekirken kendi adına verildiği, vekile velayeten verilen vekaletname olmaksızın karar verilmesi de doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.