Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2015/10692 E. 2015/8791 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10692
KARAR NO : 2015/8791
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16.12.2014 gün ve 2014/10136 Esas, 14444 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı, 10.07.2013 tarihinde açmış olduğu önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında, paydaşı olduğu dava konusu 198 ada 1042 parsel sayılı taşınmazın 1/16 hissesini davalı …’ın, paydaşlardan …..’dan 4.500,00 TL karşılığında 10.10.2012 tarihinde satın aldığını, önalım hakkını kullanarak davalı adına kayıtlı 1/16 payın tapu kaydının iptaliyle adına tescilini istemiştir.
Mahkemece 20.03.2014 tarihli ve 2013/67 Esas, 2014/100 sayılı Karar ile davanın kabulüne, dava konusu 198 ada 1042 parsel sayılı taşınmazdaki davalı … adına kayıtlı 1/16 payın davacı … adına tesciline karar verilmiş, karar Dairemizin 16.12.2014 tarihli ve 2014/10136 Esas, 2014/14444 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Mahkemece yürütülen yargılama sırasında 198 ada 1042 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından ….. da …… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/437 Esas sayılı dosyasında 10.10.2014 tarihinde açmış olduğu önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında, aynı davalı …’a karşı önalım hakkını kullanarak dava konusu 1/16 payın tapu kaydının iptaliyle adına tescilini istemiştir. Bu davada mahkemece 26.03.2015 tarihinde davanın kabulüne ve davalı … adına kayıtlı dava konusu 1/16 payın tapu kaydının iptaliyle davacı ….. adına tesciline karar verilmiştir.
…… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/437 Esas, 2015/120 Karar sayılı dosyasında, davacı ….. ve davalı … temyizden feragat etmişler, bu nedenle karar 26.03.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen kararın infazı için mahkemece ilam tapu müdürlüğüne gönderilmiş, tapu müdürlüğü 08.05.2015 tarihli müzekkeresinde, 198 ada ….. parsel sayılı taşınmazdaki …. oğlu … adına kayıtlı 1/16 payın beyanlar hanesine kesinleşmiş mahkeme kararı belirtmesi yapmış, ancak …… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/67 Esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle tapu kaydının ….. adına hükmen intikalinin sağlanamadığı anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere, kesinleşen mahkeme kararına göre, dava konusu şuf’alı pay paydaşlardan …..’a intikal ettiğinden davalı ……’ın bu payla ilgisinin kalmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda HMK’nın 125. maddesinin uygulunması icap eder.
HMK’nın 125. maddesine göre; davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a)İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b)İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
O halde mahkemece, HMK’nın 125. maddesi gereğince işlem yapılarak davacıya (a) ve (b) bendindeki yetkilerden birini kullanmak üzere imkan tanınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 16.12.2014 tarihli ve 2014/10136 Esas, 2014/14444 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 16.12.2014 tarihli ve 2014/10136 Esas, 2014/14444 Karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, kararın yukarıdaki açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.10.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
I- Davacı, 10.07.2013 tarihinde açmış olduğu önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, paydaşı olduğu dava konusu 198 ada 1042 parsel sayılı taşınmazın 1/16 hissesini davalı …’ın, önceki paydaş …..’dan 4.500,00 TL karşılığında 10.10.2012 tarihinde satın aldığını, önalım hakkını kullanarak davalı adına kayıtlı 1/16 payın tapu kaydının iptaliyle adına tescilini istemiştir.
II- Mahkeme, 20.03.2014 tarihli, 2013/67 Esas ve 2014/100 sayılı Kararıyla, davanın kabulüne, dava konusu 198 ada 1042 parsel sayılı taşınmazdaki davalı … adına kayıtlı 1/16 payın davacı … adına tesciline karar vermiş, davalının 26/5/2014 tarihli temyiz dilekçesi üzerine, karar Dairemizin 16.12.2014 tarihli ve 2014/10136 Esas, 2014/14444 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davalının karar düzeltme aşamasındaki yazılı beyanlarına göre, 10.10.2014 tarihinde dava dosyası temyiz aşamasında iken, taşınmazın paydaşlarından ….. tarafından da …… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/437 Esas sayılı dosyasında önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı; davalısının … olduğu ve dava konusu 1/16 payın tapu kaydının iptaliyle adına tescilinin istendiği; bu davanın, 26.03.2015 tarihinde verilen karar ile sonuçlandığı, davanın kabulüne ve davalı … adına kayıtlı dava konusu 1/16 payın tapu kaydının iptaliyle davacı ….. adına tesciline karar verildiği; …… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/437 Esas, 2015/120 Karar sayılı kararının, taraflar temyizden feragat ettiğinden, kararın verildiği 26.03.2015 tarihinde kesinleştiği; mahkemece, kesinleşen kararın infazı için ilamın tapu müdürlüğüne gönderildiği, tapu müdürlüğünün 08.05.2015 tarihli müzekkeresine göre, incelemeye konu …… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/67 Esas sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle tapu kaydının ….. adına hükmen intikalinin sağlanamadığı, sadece 198 ada 1042 parsel sayılı taşınmazdaki …. oğlu … adına kayıtlı 1/16 payın beyanlar hanesine kesinIeşmiş mahkeme kararı belirtmesi yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine göre, temyiz incelemesine konu …… Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen bu dava, mahkemenin 20.3.2014 tarihli kararıyla sonuçlandırılmıştır. Davalının temyiz dilekçesi 26.5.2014 tarihli olup, 10.10.2014 tarihinde diğer paydaş tarafından …… Asliye Hukuk Mahkemesine açılan dava henüz mevcut olmadığından temyiz sebepleri arasında gösterilmemiş ve karar onanmıştır.
III- A) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinin “Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir.” başlıklı I. bendinde; “1- Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartıyla karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması,
2- Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması,
3- Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması,
4- Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması,”,
B) 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun, “Dava konusunun devri” kenar başlıklı 125. maddesinde; “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
(2) Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder.”,
Hükmüne yer verilmiştir.
IV- Öncelikle, davacının dava konusu taşınmazın devrinin önlenmesi amacıyla tapu kaydına mahkeme kararıyla şerh koydurduğu ve bu nedenle taşınmazın üçüncü bir kişiye devrinin de gerçekleşmediği nazara alındığında, kanunun aradığı şartların davada gerçekleşmediği ve HMK’nın 125. maddesinin uygulanamayacağı görüşündeyim.
Öte yandan, davalının karar düzeltme talebinde ileri sürdüğü hususların, 1086 sayılı Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiç birine uymadığı, sayma yöntemiyle belirlenen sebeplerin yorum yoluyla artırılamayacağı gerekçesiyle karar düzeltme talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, karar düzeltme talebinin kabulüne ve yerel mahkeme hükmünün bozulması yönündeki Sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.