Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/9944 E. 2014/11940 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9944
KARAR NO : 2014/11940
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2008/452-2013/566

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.07.2008 ve 18.06.2010 gününde verilen dilekçeler ile satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın İbrahim Ünal mirasçıları yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden reddine dair verilen 17.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı A.. Z.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 08.04.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. M.. B.. ile karşı taraf bir kısım davalılar vekili Av. M..B.. geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare Dairemizin 08.04.2014 tarihli mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Asıl ve birleştirilen davalar 18.06.1980 tarihli 11766 ve 11753 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, İ..Ü.. mirasçısı olan davalılar yönünden açılan davaların feragat nedeniyle reddine, İ.. Ü..mirasçısı olan davalılar yönünden açılan davaların reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez.
Davacı asıl davada, davalıların murisi İ.. Ü.. ve İ.. Ü..’ın Antalya 3. Noterliğinin 18.06.1980 gün ve 11766 yevmiyeli satış vaadi sözleşmesi ile S.. ilçesi, B..köyü 1… parsel sayılı taşınmazda yapılan ve özel parselasyon ve taksim neticesinde satış vaadi borçlularına isabet eden….toplam 10.000 m2 miktarındaki ve birleştirilen davada da yine davalılar murislerinin Antalya 3. Noterliğinin 18.06.1980 gün ve 11753 yevmiyeli satış vaadi sözleşmesi ile aynı taşınmazdaki satış vaadi borçlularına isabet eden….toplam 1.980 m2 miktarındaki taşınmazı satmayı vaat ettiklerini belirterek satış vaadi sözleşmelerindeki taşınmaz kısımlarına karşılık gelen paylar yönünden tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Dosya kapsamından satış vaadi sözleşmelerine konu 137 parselin ifrazen dava konusu 449 parsel olduğu anlaşılmaktadır.
Dava tarihi itibariyle 449 parsel sayılı taşınmazda davalıların murisleri İ.. Ü..ve İ.. Ü..’ın başka kişilerle birlikte elbirliği halinde malik oldukları görülmekte ise de yargılama sırasında elbirliğinin çözüldüğü ve davalıların murislerinin müşterek mülkiyet hükümlerine göre paylı malik oldukları ve sonrasında murislerinin paylarının davalılara intikali suretiyle davalıların taşınmazda paydaş oldukları görülmektedir. Başka bir deyişle elbirliği ortaklığının çözülmesiyle satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağı doğmuştur.
Her ne kadar sözleşmelerde, başlangıçta iştirak halinde bulunan taşınmazda zeminde özel parselasyon halinde yer gösterilerek satış vaadinde bulunulmuş ise de satış vaadine konu taşınmaz miktarları da açıkça belirtilmiştir.
Hal böyle olunca, davacının dayandığı satış vaadi sözleşmelerinin geçerli olduğu ve iştirak çözülmekle de ifa olanağının bulunduğu anlaşıldığından, davacı adına tescili gereken payların hesabında satış vaadi sözleşmelerinde bulunan davalıların murisleri İsmail ve İbrahim’in eşit oranda (yani 1/2’şer oranda) pay sattıkları kabul edilerek ve İbrahim mirasçıları hakkındaki davadan davacı tarafın feragati de gözetilerek satış vaadi sözleşmelerine konu edilen toplam 11.980 m2 miktarındaki taşınmaz kısmının 1/2’si olan 5.990 m2 miktarı karşılığı paylar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davalı İ.. Ü..mirasçıları payından iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, satış vaadi sözleşmelerinde satışı vaat edilen taşınmaz miktarları gözden kaçırılarak sözleşmelerin ifa olanağı bulunmadığından bahisle davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı İ..Ü.. mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.