Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/9838 E. 2014/13669 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9838
KARAR NO : 2014/13669
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2011/668-2013/522

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 30.09.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
7201 Tebligat Kanununda 6099 sayılı Kanun ile yapılan ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” (m. 10)
Tebligat Kanununun değişik 21/2. maddesi gereğince; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”
Aynı Kanunun 35. maddesi gereğince; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.” (m. 35/1)
“Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” (m. 35/2)
“Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.” (m. 35/4)
Somut olayda; dava dilekçesi davalı N.. Ö..’in adres araştırması sonucunda belirlenen adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/2. maddesindeki usul çerçevesinde tebligat evrakının bir sureti kapısına asılmak suretiyle tebliğ edildiği görülmüştür. Ayrıca dosyanın incelenmesinden adı geçenin adres kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan yasa hükümlerine göre, adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara ve tüzel kişi olmayanlara daha önce usulüne uygun tebligat yapılmadığı halde resmi kayıtlardaki adreslerine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılması yerinde değildir. Bu nedenle davalı N.. Ö..’e usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmeden işin esasının incelenmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verilidi.