Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/9798 E. 2014/13835 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9798
KARAR NO : 2014/13835
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : Düziçi Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/396-2013/362

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.10.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin, .. parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, davalının 13.03.2012 tarihinde Nuri Dinçer adına kayıtlı 2/3 payı satın aldığını belirterek önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalı, davanın süresinde açılmadığını, davacının, davalının pay alımından haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu pay satışının 13.03.2012 tarihinde yapıldığı, davanın 05.10.2012 tarihinde açıldığı, davalı tarafından satış tarihinde öğrenildiğine ilişkin olarak davacı tarafa yönelitilen yeminin kabul edilmediği, 6100 sayılı HMK’nın 229. maddesi gereğince yeminden kaçınan kimsenin yemin konusu vakıayı ikrar etmiş sayılacağı, süresinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
TMK’nun 733/3. maddesi uyarınca satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi yükümlülüğü bulunmaktadır.
Satışın hak sahibine noter aracılığıyla bildirildiği tarih üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle önalım hakkı düşer. Bu süre hak düşürücü süre olduğundan mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir.
Somut olayda; dava konusu edilen pay davalı tarafından 13.03.2012 tarihinde satın alınmış, davacı bu satışların kendisine noter vasıtasıyla bildirilmediğini belirterek iki yıllık hak düşürücü süre içinde 05.10.2012 tarihinde önalım hakkına dayanarak tapu iptali ve tescil talep etmiştir.
Yukarıda açıklandığı şekilde 4721 sayılı TMK’nın 733/3. maddesi uyarınca satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.09.2005 günlü ve 2005/6-358-470 sayılı kararında açıklandığı üzere önalım hakkının kullanılması için süre öğrenme ile değil bildirim ile başlamaktadır. Hak sahibinin noter bildirimi dışında bir şekilde satışı öğrendiği ileri sürülerek hak düşürücü sürenin başlatılması olanaklı değildir.
Öte yandan 6100 Sayılı HMK’nın 226. maddesi gereğince tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar yemine konu edilemezler.
Mahkemece, davacıya önalım nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında hak düşürücü sürenin noter bildirimi ile başladığı, hakdüşürücü süreye ilişkin olarak yemin teklif edilemeyeceği, davanın süresi içinde açıldığı gözetilmeksizin davacının yemini eda etmediği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.