YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9759
KARAR NO : 2014/14124
KARAR TARİHİ : 11.12.2014
MAHKEMESİ : Gönen(Balıkesir) Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2013
NUMARASI : 2012/300-2013/729
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.04.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı M.. B.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu edilen taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı M.. B.. temyiz etmiştir.
5578 Sayılı Kanunla değiştirilen 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 Sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537
Sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle “Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz….” şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
Somut uyuşmazlıkta borçlu (davalı) İ.. B.. dava konusu edilen taşınmazların tamamında paylı mülkiyet hükümlerine göre paydaş durumdadır. Yukarıda bahsedilen yasal değişiklikle alacaklı (davacı) tarafından borçlu İ.. B..’ın haczedilen paylarının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale gelmiştir. Bu nedenle alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu parseller yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmamıştır.
Dava konusu edilen taşınmazlar yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı M.. B..’ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.