Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/9466 E. 2014/13923 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9466
KARAR NO : 2014/13923
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/87-2013/504

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.02.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında, davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili yargılama giderleri yönünden temyiz etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 308. maddesi gereğince; “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.”
HMK’nın 312/2. maddesine göre de “Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.”
HMK’nın 326/1. maddesi gereğince “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” Yine TMK’nın 734/1. maddesi uyarınca da “önalım hakkı alıcıya karşı dava açılarak kullanılır.”
Bu Yasa hükümleri çerçevesinde somut olaya gelince; Önalım hakkı, paylı mülkiyette payın üçüncü kişiye satışı anında doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılır hale gelir. TMK 734/1 maddesi uyarınca önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Bu nedenle davacının pay iptali davası açması yasal hakkı olup, davalılar dava konusu edilen payları satın almakla davanın açılmasına sebebiyet vermiş olduklarından, davalıların yargılama gideri ile sorumlu tutulmamaları için HMK’nın 312/2. maddesinin öngördüğü birinci koşul yani davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermeme şartı gerçekleşmediğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması doğru görülmemiştir.
Diğer yandan, davalılar vekilinin ilk duruşmadan önce ve esasa cevap süresi içerisinde 17.04.2013 havale tarihli cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiği anlaşıldığından, davalıların kabulü nedeniyle davalılar aleyhine 492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince karar ve ilam harcının üçte birine hükmedilmesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce davanın kabulü nedeniyle, davacı yararına tarife hükümleriyle belirlenecek vekalet ücretinin yarısı miktarında vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.