Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/9181 E. 2014/13378 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9181
KARAR NO : 2014/13378
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2013
NUMARASI : 2009/565-2013/158

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 13.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 25.11.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı gelmedi. Karşı taraftan davalı vekili Av. F.. D.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, davalının 10 yıl kullanma karşılığında pazar yeri yapım işini ihale ile verdiği kurumun edimlerini yerine getirememesi üzerine encümen kararıyla işin yapım işini devralarak 09.03.1998 günlü sözleşmenin düzenlendiğini, sözleşme ile yüklendiği edimlerini yerine getirdiğini, davalının haksız davranışları nedeniyle sözleşmeyi tek taraflı feshettiğinden kendi malzemesiyle başkasının taşınmazına inşaat yapan durumuna geldiğini, yapılan binaların hiçbir hukuki ilişkiye dayanmadan yapılmış olduğunu, iyiniyetle yaptığı bina değerinin zemin değerinden fazla olduğunu ileri sürerek taşınmazın adına tescilini, ikinci kademede TMK’nın 723. maddesi uyarınca şimdilik 30.000 TL bedelin alınmasını istemiştir.
Davalı, temliken tescil koşullarının oluşmadığını, malzemenin tarafından sağlandığını, taşınmazın davacının kullanımında bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temliken tescil isteminin kanıtlanamadığı; tazminat isteminin de kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki mülkiyet aktarımına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacının ikinci kademedeki tazminat istemine gelince;
Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır.
Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm 6100 sayılı HMK’nun 303. maddesinde düzenlenmiştir.
Anılan maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflarca temyiz edilmeksizin 07.03.2009 tarihinde kesinleşen Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/11Esas, 2008/894 Karar sayılı hükmü görülmekte olan davadaki tazminat istemi yönünden kesin hüküm kabul edilerek ikinci kademedeki istem reddedilmiştir. Anılan davanın tarafları görülmekte olan davanın tarafları ile aynı olup davacı Aydınspor Vakfı taraflar arasındaki 09.03.1998 günlü sözleşmeyi davalının haksız davranışları nedeniyle tek taraflı olarak feshettiği iddiasıyla inşaat bedelinin tespiti ile 10 yıllık kullanım hakkı karşılığı gelir kaybının alınması istenmiş; mahkemece, sözleşmenin geçerliliğini koruduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Görülmekte olan davada ise davacının tazminat isteminin hukuki dayanağını TMK 723. maddesidir. Dolayısıyla, kesinleşen davanın gerekçesi görülmekte olan davanın açılmasına engel oluşturmayacağından davacının tazminat istemi hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, yukarıda yapılan saptamalar bir yana bırakılarak, yazılı gerekçeyle tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 25.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.