Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8962 E. 2014/13111 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8962
KARAR NO : 2014/13111
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2014
NUMARASI : 2013/342-2014/222

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15/05/2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/03/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalılar vekili, satış bedelinin tapuda düşük gösterildiğini, dava konusu taşınmazların fiilen taksim edilerek kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması 4721 sayılı TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olayda, önalıma konu payın bulunduğu 1.. ada .. parsel sayılı ve 1.. ada .. parsel sayılı taşınmazlarda, davalılar 03.05.2013 tarihli akit ile pay satın almışlardır. Davacı bu paylara karşı önalım hakkını kullanmak istediğini belirtmiş, davalılar ise cevap ve temyiz dilekçesinde fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, davalıların fiili taksim savunması araştırılmamıştır. Davalılar fiili taksim savunmasında bulunduğuna göre delil listesinde bildirdikleri delillerinin toplanması, varsa davacı delillerinin de toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 19.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.