Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8959 E. 2014/13183 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8959
KARAR NO : 2014/13183
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : Çal Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2013
NUMARASI : 2013/127-2013/258

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.03.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu 23.., 29., 61., 12.. ve 14.. parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine, 33.., 35.. ve 36.. parsel sayılı taşınmazlarda borçlunun payı bulunması nedeniyle bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.
Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.
Somut olaya gelince; dava konusu 3.., 3.. ve 3.. parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarına göre borçlu Hasan oğlu S.. E..’nin payının bulunmadığı, murisi H.. E..’nin payının bulunduğu, diğer paydaşlardan S.. E..’nin baba adının A.. olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle tüm pay sahiplerinin, ölü iseler mirasçılarının davada yer almaları sağlandıktan sonra bu taşınmazlar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, borçlu davalının taşınmazda payı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Ayrıca, satış yoluyla ortaklıklarının giderilmesine karar verilen taşınmazların satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmemesi ve infazı ilgilendirdiğinden satıştan borçlu payına isabet edecek bedelin icra dosyasına aktarılmasına karar verilmesi de doğru değildir.
Hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 20.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.