YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8928
KARAR NO : 2014/10367
KARAR TARİHİ : 24.09.2014
MAHKEMESİ : Ladik Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2012/284-2013/122
Davacı tarafından, davalı aleyhine 19.12.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan müdahalenin önlenmesi, kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafından dikilen iki adet ceviz ağacının büyüyerek dal ve yapraklarının evinin çatısına zarar verdiğini ileri sürerek müdahalenin önlenmesini ve ceviz ağaçlarının kesilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, ceviz ağaçlarının kendisine ait olmadığını, taşınmazda çok sayıda hissedar olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne, iki adet ceviz ağacının kesilerek müdahalenin men’ine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevlidir.
Sulh hukuk mahkemelerinin görevi ise HMK’nın 4. maddesinde düzenlenmiş; HMK’nın 383. maddesinde de aynı kanunun 382. maddesinde düzenlenen çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin de aksine bir düzenleme olmadığı takdirde sulh hukuk mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.
HMK’nın zaman bakımından uygulanmasına ilişkin 448/1 maddesinde de bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanması öngörülmüş, Geçici 1/1 maddesine göre de yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinin kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış davalarda uygulanmayacağı ifade edilmiştir.
Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan davalarda görevle ilgili olarak 6100 sayılı HMK’nın hükümlerinin uygulanması gerekir.
Somut olaya gelince; dava, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra 19.12.2012 tarihinde açıldığından asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıkalanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.