Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8850 E. 2014/13370 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8850
KARAR NO : 2014/13370
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/01/2014
NUMARASI : 2013/142-2014/12

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.06.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 25.11.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı şirket vekili Av. M.. Y.. ile karşı taraf davacı vekili Av. S.. H.. g.. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü beyanları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KA R A R

Dava, bedelde muvazaa iddiasıyla önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı şirket, bedelde muvazaa iddiasını kabul etmeyerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; önalım bedeli 270.000 TL’nin yatırılmaması nedeniyle davanın ön şart yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine 6. Hukuk Dairesinin 14.01.2013 tarihli bozma ilamı ile özetle “…davacı resmi senedin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delil ile kanıtlayabilir…davacının bedelde muvazaa iddiasına ilişkin delilleri toplanmadan ….. önalım bedelinin yatırılması için kesin mehil verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası kabul edilerek 12.. ada 3 parselde davalı şirket adına kayıtlı 3/4 hissenin iptali ile davacı adına tesciline, hüküm kesinleştiğinde önalım bedeli olarak bankaya depo edilen 167.818,00 TL’nin davalı şirkete ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
Davacı, paydaşı olduğu 12.. ada 3 parsel sayılı taşınmazda davalının 13.04.2011 tarihli resmi senet ile satıcı paydaşlar Şengül, Adile ve Güler’in 1/4’er paylarını toplam 165.000 TL bedelle satın almasına rağmen bedelde muvazaa ile tapudaki akit tablosunda 270.000 TL olarak gösterildiğini belirterek önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davacının bedelde muvazaaya ilişkin delil olarak sunduğu sözleşmelerden ilki olan ve haricen düzenlenen 23.08.2010 tarihli sözleşmede satıcı önceki paydaşlardan Ş.. İ..’in 1/4 payını 75.000 TL, ikincisinin ise Bakırköy … Noterliğinin 09.08.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesi olduğu ve bu sözleşmede de satmayı vaat edenlerin önceki paydaşlardan G.. E.. ve A.. A..’ın 1/4’er paylarını toplam 90.000 TL bedelle satmış olmasına rağmen, her iki sözleşmede de alıcı ve almayı vaat edenin dava dışı O.. Ü. isimli kişi olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, davalı şirketin, Bakırköy … Noterliğinin 30.09.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazdaki 3/4 payı önceki paydaşlar Güler, Adile ve Şengül vekili olan O.. Ü.’dan 270.000 TL bedelle satın aldığı, bedelini ödediği ayrıca satış vaat sözleşmesinin 18.10.2010 tarihinde tapuya şerh edildiği, 13.04.2011 tarihli resmi senet ile de satıcı paydaşlar Şengül, Adile ve Güler’in vekilleri tarafından 1/4’er paylarının 90.000 TL’şerden toplam 270.000 TL bedelle davalıya satıldığı görülmektedir.
Bu tespitlerden sonra somut olaya gelince; davacının bedelde muvazaa iddiasının ispatı açısından sunmuş olduğu 23.08.2010 ve 09.08.2010 tarihli sözleşmeler satıcı önceki paydaşlar ile dava dışı O.. Ü. arasında olup, bir başka deyişle davalı şirketin sözleşmelerde taraf sıfatının bulunmadığı, bu kişinin davalı şirket ile işbirliği içinde hareket ettiği de ispatlanamadığı gibi muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil olmayıp davacı tanığının da görgüye dayalı olmayan iddiaları karşısında davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, davacıya tapuda gösterilen satış bedeli ve masraflar üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanılmayacağı sorularak, kullanılacağının beyan edilmesi halinde bu bedel üzerinden dava harcının ikmal edilmesi ve önalım bedelinin nakten depo edilmesi için süre ve olanak tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı şirket vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.