Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8641 E. 2014/14205 K. 12.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8641
KARAR NO : 2014/14205
KARAR TARİHİ : 12.12.2014

MAHKEMESİ : Aralık Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2013
NUMARASI : 2011/35-2013/28

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.03.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı S.. G.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar S.. G.. ve İ.. G.. bir diyecekleri bulunmadığını, üzerindeki yapının yıkılmasını istemediğini savunmuştur.
Davalı N.. A.., davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ..parsel sayılı taşınmazlar lehine, .. parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı tesis edilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı S.. G.. temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine yazılması da gereklidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkelerin ışığı altında somut olaya gelince; davacı, maliki olduğu .. ve babasından intikal eden ..parsel sayılı taşınmazların anayola çıkışı olmadığını, davalıların yola bina yapmak suretiyle müdahalede bulunduklarını ileri sürerek geçit hakkı kurulmasını, davalıların anayola çıkışlarına engel olan yapılarının kaline karar verilmesini istemiştir.
.. parsel sayılı taşınmazın maliki tapu kaydında Ş..P..r olarak görülmektedir. Geçit hakkı tesisine ilişkin davalar taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından davacının tapu kayıt malikinin mirasçısı olup olmadığının araştırılması, mülkiyet hakkının bulunduğunun anlaşılması halinde TMK’nın 640. maddesi gereğince diğer elbirliği maliklerin de davada yeralmasının sağlanması, mülkiyet hakkının bulunmadığının anlaşılması halinde aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekir.
.. parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir… parsel sayılı taşınmazın paftasından anlaşıldığına göre genel yola çıkışı bulunmamaktadır. Hükme esas alınan 11.10.2012 ve 04.03.2013 tarihli fen bilirkişi raporlarında lehine geçit hakkı talep edilen taşınmazlara en yakın yollar işaretlenmiş, .. parsel sayılı taşınmazların malikleri tarafından yola yapılan müdahaleler gösterilmiş, yapıların yüzölçümleri belirtilmiş ancak geçit için alternatif yollar belirlenmemiştir.
Bu durumda mahkemece, davacının .. parsel sayılı taşınmazın güneyinde bulunan yola ulaşabilmesi için en kısa ve ekonomik yerden geçit hakkı kurulması gerekirken .. parsel sayılı taşınmaz malikleri tarafından bina yapılmak suretiyle yola yapılan müdahaleyi gösterir bilirkişi rapor ve krokisi hükme esas alınarak geçit hakkı tesis edilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana, 12.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.